Sayıları ülke genelinde 13 bin civarında. Aralarında birkaç üniversite bitiren bile var. Her gün diğer meslektaşları gibi işe geliyor, akşama kadar mesai veriyorlar. Ancak aralarındaki fark onların hiçbir güvencesi yok, kaderleri patronları olan doktorların iki dudağı arasında. Saatlerce çalışıp, performans harcasalar da asgari ücrete çalışıyorlar.
4857 sayılı İş Kanunu’na göre sözleşmeli olarak çalıştırılan, tıbbı sekreter, acil tıp teknisyeni, ebe, hemşire ve temizlik personeli gibi Aile Sağlığı Merkezi Grup Elemanlarından bahsediyorum.
Her gün işten çıkarılma korkusu ile yaşayan bir hemşire bir acil tıp teknisyeni olduğunuzu düşünün. Bu endişe ve korkudan dolayı sırf işini kaybetmemek adına unvanınızın dışında işleri de yapmaya başlıyorsunuz. Şimdi işsiz kalan birçok grup elemanı var.
Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışan ASM Grup elemanları, halka kaliteli sağlık hizmeti sunmak için yoğun bir şekilde çalışıyor. Fakat bu personeller, kadrosuz oldukları için birçok mağduriyet yaşıyor. Aynı işi yapmalarına rağmen kadrolu olan meslektaşlarıyla aralarında ciddi bir eşitsizlik var.
Ne iş olsa yaparım!
Belirsiz iş tanımı başta olmak üzere, iş güvencesi, çalışma saatleri ve ücret, eş durumu tayin hakkı, kıdem tazminatı, askerlik sonrası işe dönüşler, ücretli doğum izni, yıllık izinler ve istirahat raporu talebi ve kamu görevlisi sayılmamak gibi çoklu sorunlarla karşı karşıyalar.
Aile hekimleri işten ayrıldığında yahut başka bir yere atama istediğinde grup elemanları yeni gelen aile hekiminin kendileriyle çalışmayacağı korkusuyla işten çıkarılma kaygısı taşıyorlar.
Aile sağlığı merkezi grup elemanları kadrolu istihdam edilmediği ve iş güvencesinden yoksun bırakıldıkları için tayin hakkına sahip değildir. Aile sağlığı merkezi giderleri kaleminden sosyal güvenlik primleri yatırılan bu çalışanların bir yılı doldurup kıdem tazminatı hakkı elde edememesi için giriş çıkış işlemleri yapılıyor.
Ücretsiz doğum izni hakkı bulunmayan kadın çalışanlar, gebelik süresinde yahut doğum sonrasında bir kılıfına uydurularak işten çıkartılmayla karşı karşıya kalabiliyor. Aynı kurum içerisinde kadrolu olarak çalışan diğer meslektaşları ile maalesef aynı haklara sahip değiller. Bu çalışanlar işsiz kalma korkusu sebebiyle çoğu zaman hastalık raporu dahi alamıyorlar.
Önceki gün bir Aile Sağlığı Merkezinde canhıraş mesailerine bizzat şahit olduğum bu arkadaşlar, mutlaka sağlık ordusuna dahil edilmeli. Dedim ya sayıları ülke genelinde yalnızca 13 bin civarında. Bütçeye büyük bir yük getirecek sayıda bile olmamalarına rağmen görmezden geliniyorlar.
Geçtiğimiz yıllarda çıkarılan kanun ile aynı mesleki eğitime sahip, aynı statüde ve görevde çalıştırılanlar Sağlık Bakanlığı bünyesinde kadrolu çalışan güvencesine kavuşturulurken, Aile Sağlığı Merkezi grup elemanları bu haktan yararlandırılmaması haksızlık.