Dün 15 Mart Dünya Tüketiciler Günüydü. İçinde bulunduğumuz hafta ise Tüketiciyi Koruma Haftası olarak kutlanıyor.
Tüketiciler gününde tüm açıklamalar genelde bildiğimiz konular üzerinden yapılıyor. Ancak artık tüketiciler geçmiş yıllara göre daha bilinçli ve haklarını az, çok biliyorlar. Bir ürün ayıplı ise zaten hakem heyetlerinde kanun maddeleri belli, yasanın tüketicilere sunduğu çerçeveye göre karar çıkıyor. Veya internet hizmetinde şebeke sorunu var ise kanun maddesinde “herhangi bir ceza ödemeden cayma hakkını kullanabilirsiniz” seklinde detaylar belirtilmiş. Yada mesafeli satışta 14 günlük cayma hakkı 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun maddesinde yer verilmiş.
Tüketicilerin dikkat etmesi gereken ve gerek hakem heyetlerinde gerekse farklı mecralarda çözüm bulamayarak mağduriyet yaşadığı bir kaç konuyu belirtmek istiyorum.
Öncelikle ilgili Tüketici Hakem Heyetine Elektronik ortamda e-Devlet kapısı üzerinden Tüketici Bilgi Sistemi (TÜBİS) aracılığıyla başvuru yapılabiliyor. Ve şu an hakem heyetlerine müracaatların çoğunluğu TÜBİS üzerinden gerçekleşiyor. Ancak TÜBİS üzerinden yapılan müracaatların yarısından fazlası bilgi, belge ve delil eksikliğinden dolayı tüketici aleyhine sonuçlanıyor. Tüketicinin yüzde 100 haklı olduğu bir uyuşmazlık gerek fatura, gerek ispat edilebilecek belge olmadığından, gerekse eksik dilekçe yazıldığından dolayı aleyhte sonuçlanabiliyor. Bu nedenle tüketiciler e-Devlet kapısı üzerinden müracaat ederken mutlaka kendilerini haklı gösterecek belgeleri yüklemeliler. Dilekçelerini açık ve anlaşılır şekilde yazmalılar. Yüklemede sorun yaşanıyor ise ilgili hakem heyetine evrakları elden teslim edebilirler.
İkinci bir uyarım tüketiciler marketlerden alışveriş yaptıktan sonra mutlaka fiş yada faturalarını kontrol etsinler. Çünkü her alışveriş sonrasında alınan bir yada bir kaç ürünün etiket ile kasa fiyatı arasında farklılık olabiliyor. Yüklü alışveriş yapıldığından dolayı da gözden kaçabiliyor.
Tüketicilerin mağdur olduğu ve hakem heyetleri yoluyla dahi çözüm bulmakta zorlandığı önemli bir konuda gönderilen bir kargonun kaybolması yada taşıma esnasında kırılmasından dolayı oluşan çaresizlik. Kargo gönderirken ürünün faturasını, fatura yoksa yerine geçecek ispat edici belge gibi tüm detaylar kargo çalışanı ile paylaşarak gönderim makbuzu veya kıymet evrakına eklenmelidir. Gerekirse kargo bayisinde kamera önünde fotoğraf çekilmeli ve poşete veya pakete öyle yerleştirilmelidir. Bu tedbirler oluşacak sorun ya da kayıplarda kanıt ve delil niteliği taşıyacağından hak arama noktasında çok faydası olacaktır.
Son olarak geçen hafta yazdığım Ramazan Fırsatçıları köşe yazısı hakkında gerek özelden gerekse sosyal medya aracılığı ile pek çok geri dönüş oldu. Fiyatların 1 hafta içinde yükseldiğine dair etiket dahi atanlar oldu. Kendilerine, fahiş zam yapan işletmeleri internet sitelerinden ekran görüntüsü alarak, markette ise raf fotoğrafını çekerek Play Store’dan kolayca indirebilen HFA’ ya, Ticaret İl Müdürlüklerine ve Alo 175’e şikayet edilmesi gerektiğini bildirdim. Pek çoğu şikayetlerini yapmıştı, yapmayanlarda en kısa sürede müracaat edeceklerini belirttiler. Bu davranışların Tüketiciler Haftasında bizler için mutluluk ve memnuniyet verici olduğunu ayrıca belirtmek istedim.
15 Gün Uzayan Trafik Sigortası İptal Edildi
İkinci el araç satımından sonraki süreçte zorunlu trafik sigortasının süresi satış yapıldıktan sonra 15 gün devam ediyordu. Ancak Anayasa Mahkemesi, aracı noterde devir ettikten sonra zorunlu trafik sigortasının 15 günlük devam süresini iptal etti ve karar Resmi Gazete’de yayınlandı uygulama 5 Aralık 2024’te yürürlüğe girecek.
Kamuoyunda karara pek çok tepki verilse de aslında bu karar, son günlerde yaşanan mağduriyetlere son vereceğinden oldukça önemli ve yerindedir. Çünkü araç satışı yapıldıktan sonra araçla ve sigorta ile hiç bir bağ kalmamasına rağmen 15 gün içinde alkollü ya da ehliyetsiz ya da trafik kurallarına uyulmadan herhangi bir kazaya karışılması durumunda muhatap olarak satış yapan sürücünün sigortası dikkate alınıyordu. Haliyle mağduriyetlerin arkası kesilmiyor ve mahkemelerin iş yükünü artıyordu. Bunun yanında en küçük bir kazada dahi sigorta primine yüklü miktarda ek ücret talep edilmesinden dolayı hiç kazaya karışmamış sürücülerin sicilini olumsuz etkiliyordu.
Karara itiraz edenlerin genelinin ya galericilerden ya da merdiven altı satış yapanlardan oluşması iptal kararının ne kadar doğru olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Çünkü özelikle merdiven altı al-satçılar, sigorta yaptırmaya gerek duymadan 15 gün aracı kullanıyordu.
Bundan böyle artık 15 günlük bekleme ya da uzatma süreci yoktur. Aracı satan sürücü noter satışı evrakı ile birlikte sigorta şirketine aracı sattığını bildirecek ve poliçeyi iptal ettirecek.
Burada dikkat çekmek istediğim iki konu var. Anayasa Mahkemesi’nin kararını 9 Aralık’a kadar bekletilmesinden dolayı soruna yeni mağduriyetler ekleyecektir. Bu nedenle geç kalmadan uygulamaya geçilmesi gerekiyor. İkinci konu ise sürücüler satış yaptıktan sonra sigorta şirketini arayarak mutlaka poliçelerini iptal ettirsinler. İptal edilmeyen poliçenin süresi 15 gün devam edebilir.