Döviz ihtiyacından dolayı Türkiye’nin çektiği sıkıntıya bir çok kişi yorum ve açıklama yapıyor. Bunların içerisinde yılların gazetecisi de var, üst düzey yöneticiler de. Açıklamaların ortak noktası Dolar veya Euro yerine Türkiye, Çin, Rusya, İran ve başka katılımcı ülkelerle birlikte ortak para birimi belirlenerek ticaret yapılması yönünde. Batılı ülkelerin para birimlerine ihtiyaç olmadığı, asıl onların ihtiyacı olan petrol ve doğalgaz merkezinin bölgede bulunmasının avantajının değerlendirilmesi gibi söylemler birbirini takip ediyor. Bu önerilerin uygulanabilmesine imkansız diyemem ancak pek çok nedenden dolayı oldukça zor olduğunu söyleyebilirim.
Nedenleri ise İran, Şii olmayan Müslüman ülkelerle herhangi bir anlaşmayı ciddi şekilde yürütemiyor. Batılı ülkeler ne kadar güvenilir olmasa da Rusya'da bir o kadar belki de daha fazla güvenilir ülke değil. Hepsinden önemlisi bahsettiğim ülkelere bir bakın. Demokrasi noktasında gelişmemiş ve halklarının gelir ve yaşamlarını son planda tutmuş ülkeler! Mesela Rusya lideri Putin, 24 yıldır iktidarda ve nasıl oluyorsa her seçimi ezici üstünlükle kazanıyor(!) Çin, tek parti rejimi ile komünist sistemle yönetiliyor. Keza İran'da tamamıyla baskıcı yönetim iktidarda ve özgürlük adına mücadele dahi edilemiyor.
Yanlış anlaşılmasın, Gazzeli çocuklara kalbi körelmiş Avrupalıların gözlerini kapatması başlı başına insanlık suçudur. Fakat kendi içlerinde demokrasi en üst düzeydedir ve gelişmiş ülke olmalarının en önemli etkeni budur. Rusya'nın Suriye'de, Çin'in Doğu Türkistan'da, İran'ın Şii olmayanlara yaptıkları ortadayken al birini vur ötekine diyeceğimiz kanlı ve adaletsiz bir dünyada yaşıyoruz! Demokrasi sınavında eksikleri olsa da bu ülkelerle kıyaslanamayacak şekilde merhameti ile dünyada tek olan, Cumhuriyeti benimseyen ve bu yolda hedefleri olan ülkedir Türkiye...
Evet yarın Cumhuriyetin 100. yılını kutlayacağız. Türk milletinin yapısına, yaşamına ve geleneklerine en uygun olan idare şekli Cumhuriyet'tir. Cumhuriyet bayramı kutlu ve şanlı olsun.
Küresel Gelişmelere Tepkisiz Kalamayan Ekonomi
Merkez Bankası'nın Politika Faizini 500 baz puan artırarak yüzde 35'e yükseltmesi birilerini yine rahatsız etmiş görünüyor. İhtiyacı olup da kredi başvurusunda bulunanları tenzih ederim. Onlar baş tacı... Ancak düşük faizli kredi çekip de kur korumalıya, altına, dövize yatıranları, konut ve araç alıp fiyatları yükseltenleri dikkate dahi almaya gerek yoktur. Ekonomi kurmayları doğru yolda ilerliyor ve birilerinin çıkarlarına göre değil, ülke menfaatine göre hareket ediyor.
Ak Parti iktidarının ekonomi politikalarını geçmişte en çok eleştirenlerden biriyim ama bir o kadarda dünyada ki gelişmelere nispeten şansızlık da peşini bırakmıyor diyebiliriz. Gerek Mehmet Şimşek, gerekse Hafize Gaye Erkan dünya turunda döviz ihtiyacı için olumlu görüşmeler gerçekleştirmişti ki İsrail ile Filistin arasında çatışmanın tarafı olarak tüm enerji Gazze'ye verilmek zorunda kalındı.
Aynı süreç geçmişte Rusya Ukrayna savaşında da yaşanmıştı. Akıllara zarar 'faiz sebep enflasyon sonuç teorisiyle,' sermaye transferinin gecelik gerçekleştiği ve ekonominin pamuk ipliğine bağlı bir şekilde yürütüldüğü günlerde düşünün ki ekonominin başında Siyasal Bilimler mezunu bir Bakan vardı.
O günlerde Titanic filminde gemi batarken susmayan kemanı çalan kişiler oluyorduk ki seçim sonrası uzman kadrolar ekonominin dümenine geçti ve şu an Ortadoğu’da ki tüm olumsuz gelişmelere karşı hiç olmasa arkamıza bakmak zorunda kalmıyoruz. Tabi yüzyılın felaketi olan Maraş depremi ve selleri de göz ardı edemeyiz.
Kentsel Dönüşümde Yeni Dönem
Erzurum'u da yakında ilgilendiren kentsel dönüşüm yasa teklifi komisyonda kabul edildi.
Özellikle eski ve depreme dayanıklı olmayan evlerde oturan bazı malikler borçlanmamak için, aslında ek talep edilen ücret nedeniyle ödeme durumları olmadığı için kentsel dönüşüme sıcak bakmıyordu. "Azıcık aşım, ağrısız başım," diyerek zaten kötü giden hanehalkı ekonomisinin ek giderle daha kötü olmaması noktasında mücadele edenler vardı. Artık binanın kentsel dönüşüm kapsamında yıkılması, yenilenmesi, TOKİ ya da belediye ekiplerince yeniden yapılmasında bundan böyle maliklerin rızası eskiye göre etkisiz olacak.
Düzenlemede öne çıkan başlıklar şu şekilde oluştu.
▪︎ Riskli yapı tespiti varsa, riskli olduğuna dair gerek muhtarlıklar aracılığı ile, gerek e-Devlet üzerinden, gerekse binanın girişine asılmak suretiyle maliklere bilgi verilecek ve tebliğ sayılacak. Bilgi verildikten sonra 15 gün beklenilecek.
▪︎ Tespit edilen riskli bina ya da evin kontrol amaçlı içerisine girilmesine, numune alınmasına malikler izin vermiyordu. Artık mülki idare amirinin vereceği yazılı izinle 15 gün sonunda kolluk kuvvetleri eşliğinde yapıya zorla girilebilecek ve kontrol yapılabilecek.
▪︎ Kontrol sonunda eğer yıkım kararı çıkmışsa yine kolluk kuvvetleri eşliğinde tahliye işlemi gerçekleştirilecek. Tabi mülki amirin yazılı izni ile.
▪︎ Gerek binanın yenilenmesi, gerekse yarısı bizden kampanyası gibi avantajlardan yararlanmak için önceden binada yaşayanların üçte iki çoğunluğu gerekiyordu. Yeni düzenleme ile üçte iki yerine 50+1 yeterli olacak.
▪︎ Tüm kontroller yapıldıktan sonra ve 15 gün süre geçtikten sonra binanın yıkılması aşamasına geçmek için maliklere 90 gün süre verilecek.
▪︎ Başkanlık veya idare tarafından yapılan veya yaptırılan riskli yapı tespit, tahliye ve yıktırma masrafları, hisseleri oranında maliklerden tahsil edilecek.
▪︎ Yapıların yenilenmesinde en önmeli sebep olan yoksul ve dar gelirli olanlar için hak sahibinin üzerine kayıtlı ikamet edebileceği konut nitelikli başka bir gayrimenkulü yok ise hak sahibine veya hak sahibi evli ise işlem yapıldığı tarihteki eşine oturma hakkı sağlanmasına ilişkin düzenleme yapılacak.
▪︎ Yarısı bizden kampanyasının ranta dönüşmemesi için art niyetlilere karşı düzenleme yapılacak.
▪︎ Yıkılacak derecede riskli olan ve doğal afetlerin meydana geldiği alanlarda uygulama projesi aranmaksızın ihaleye çıkılabilecek.
▪︎ Düzenlemeyle yargı süreçlerinin hızlandırılması amaçlanıyor. Yargılamada ilk inceleme ve savunma verme süreleri, genel usulden daha kısa belirlenecek. Dosyanın daha çabuk tekemmül etmesi için savunmaya cevap ve cevaba cevap aşamaları kaldırılacak. Yürütmenin durdurulması talebine ilişkin verilen kararlara itiraz edilemeyecek.
▪︎ Tarafların istemi olsa dahi duruşma yapılması mahkemenin takdirine bırakılacak. Ve 15 gün içerisinde karara bağlanacak.
▪︎ Zorunluluk bulunması halinde mahkemece ilk incelemeyi müteakip, savunma beklenmeksizin derhal keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına imkan sağlanacak.