Son bir aydır futbolcuların yüksek faizli sözde fon adı altında tefeciye para kaptırmasını dinlemekten artık gına geldi. Tefeciyle 1’e 3 kazanmak için iş birliği içerisine girenler iyi bir şey yapmışlar gibi utanmasalar bizden para toplayıp mağduriyetlerini giderecekler.
2000’li yılların sonlarında İ.L. adında galerici bir iş adamı vardı. Halktan topladığı paralarla saadet zinciri kurarak bir anda adını tüm Erzurum’a duyurmuştu. Bu kişiye para verenler, aylık faiz alıyorlardı. Dönemin banka müdürü ile gayri resmi yollarla anlaşarak gelirden pay veriliyor, parası bulunmayan ve banka kredibilitesi yeterli olmayanlara çok rahat kredi çıkarılıyordu! Başkasının adına çekilen krediyi İ.L. alarak, ödemlerini yapıyor, pay olarak ise sigortası olmayanlara sigorta, sigortası olanlara ise küçük miktarda krediden taksim ediliyordu. Öyle ki otobüsünü, evini, arabasını, tarlasını satıp bu kişiye yatıranlar vardı!
Bir gün zincir koptu ve iş adamı diye bilinen İ.L’nin üzerine kayıtlı bir el arabası dahi olmadığı, zincirin tüm halkalarının Erzurum halkından toplanan ve kredilerden gelen paralar olduğu ortaya çıktı. Yüzlerce mağdur, çoluğunun, çocuğunun nasibini başkalarına yedirdi. Kimisinin ailesi dağıldı, kimisi hastalık sahibi oldu, kimisi ise evini alıp büyük şehirlere göç etti.
Şimdi gerek Arda Turan ve gibilerine, gerekse Erzurum’da kredi çekip de galericiye verenlere sormak gerekir. Neye, kime güvendiniz de bu paraları verdiniz?! Değer miydi, üç kuruş yasal olmayan yollarla kazanacağım diye hayatınızın geri kalanını karartmaya!
Bu ve buna benzer müteahhitlere verilen paralarla mağdur olan yüzlerce kişi var.
Son günlerde inşaat sektörü ile uğraşan bazı müteahhitlerin henüz başlanmamış, başlayıp da hiç bir ilerleme sağlanamamış inşaatlar veya yüksek gelirli kar payı için para topladığına dair duyumlar alıyorum. Noter huzurunda gerçekleşen sözleşmelerin sağlam olduğu öne sürülerek katılımcılar ikna edilmeye çalışılıyor.
Parasal sıkılaştırma ve kredi arzındaki daralma 2024’ün sonlarına kadar devam edecek. Şu anki finansal kıtlık kısa sürede giderilmeyeceğine göre hiç bir müteahhit bu yaz evi teslim edeceğine dair garanti veremez. Bu nedenle müteahhitlerden ev alırken ya da para verirken özellikle bu dönemde iki kere düşünmek gerekir. Herhangi olumsuz bir durumda noter huzurunda gerçekleştirilen sözleşme de mağduru kurtarmaz. Çünkü müteahhit battıktan ve alınacak bir şeyi olmadıktan sonra değil noter huzurunda mahkeme huzurunda sözleşme imzalansa dahi bir sonuç elde edilemez ki geçmiş yıllarda bunun pek çok örneğini gördük.
Elon Musk’ta Boyun Eğdi
İsrail’in soykırıma başladığı ilk günlerde atıp, tutan, Gazze’ye uydu desteği sağlayacağını duyuran ve pek çok ülkenin Gayri Safi Milli Hasılasından fazla bütçeye sahip olan Elon Musk; İsrail ziyareti sonrası suskunluğu ile gücün, güçlünün yanında yer aldı. Son açıklamasında ise X’e reklam vermemekle tehditte bulunan şirketlere: “Vermeyin reklam. Birisi bana reklamla, parayla şantaj yapacaksa, s… gidin. S… gidin. Açık mı? Umarım öyledir.” Diye İsrail ziyaretini ve Hamas hakkında açıklamalarını yumuşatmaya çalıştı.
Aslında bu açıklamalarından İsrail’e çok istekli ve hevesli gitmediğini, gitmek zorunda bırakıldığını anlıyoruz. Ancak 250 milyar dolar servete sahip olan bir iş adamı, bir avuç Yahudi lobisine boyun eğiyorsa orada biraz düşünmek gerekiyor.
Geçen günlerde boykotların İsrail’e finansal anlamda çok etki etmeyeceğini yazmıştım. Ve geri dönüşlerde pek çok tepki almıştım. Dünyanın en zengin iş insanını ayaklarına kadar çağıran bir ülkeyi 3-5 liralık ürün boykotu ile dize getireceğini düşünmek cahillik(!) safını belli etmek için çaba göstermek ise iyi niyetli eylemdir! Ki 7 Ekim’den bu yana ülkemizden yüzlerce gemi ihracat yapılmışken ve gelişmiş ülkelerin maddi ve manevi desteği fazlasıyla devam ediyorken pek çok kez belirttiğim gibi İsrail’in finansal kayıp yaşayacağına ihtimal vermiyorum.