Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan görevinden alındı. Ne kadarda affını istediğini belirtse de Resmi Gazete öyle söylemiyordu. Bir sorundan kaynaklı görevden alındığı oldukça açıktı ki kendi söylemiyle Resmi Gazete ilanı dahi birbirini tutmuyordu.
Kulislerde pek çok güya bilgi, bence yorum yazıldı, çizildi. Babası ve ailesinin her şeye burnunu soktuğu, ABD’de süren davasının olduğu, finans kaynağı getiremediği, İstanbul ile Manhattan’ı karşılaştırdığı, paranın merkezinin başkanı olarak ucuz ev bulamadığı, finansçı olmadığı, başına buyruk hareket ettiği, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in çalışmak istemediği gibi gerekçeler öne sürüldü. Çokta önemli olmayan bu gerekçelerin hangisinin doğru, hangisinin yanlış olduğunun ortaya çıkacağını sanmıyorum ancak büyük umutlarla göreve getirildikten ve 6 ay gibi kısa sürede el çektirildikten sonra görevden neden alındığını bilsek ne olur, bilmesek ne olur!
2001 yılından 2016 yılına kadar geçen sürede sadece 3 Merkez Bankası Başkanı değişmiş. Yani Başkanlar 5 yılda bir görevlerini bırakmış ki o yıllar ekonominin şahlandığı dönem olarak tarihte yerini almıştı. Ancak 2016 yılından yani Başkanlık sistemine geçildikten sonra geçen 8 yıl içerisinde 5 Merkez Bankası Başkanı değiştirildiği gibi altıncının ne kadar kalacağını kestirmek mümkün görünmüyor. Ekonominin durumu ise ortada!
Hafize Gaye Erkan’ın görevden alınmasından sonra bizleri ferahlatan gelişme yeni Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan’ın atanmasına ilişkin gerek iç ve dış piyasalarda, gerekse kamuoyunda olumsuz yorum yapan olmamasıydı. Nedeni ise liyakat ve deneyim noktasında yeterli olduğu ve yardımcılarından özellikle Osman Cevdet Akçay’ın piyasalarda önemli bir pozisyonda olmasaydı.
Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, hafta içi yaptığı sunumda reel ekonomik politikayı sıkılaştırma ile aynı kararlılıkla devam ettireceklerini belirtti. En öncelikli amaçlarının dezenflasyon olduğu ve istenilen hedefe varmak için ellerinden geleni yapacaklarını vurguladı. Yani ekonomi kurmayları Erkan’ın başlattığı politikayı aynı şekilde devam ettireceklerinin sinyalini verdi. En belirgin açıklama kredi kartı harcamalarına önlem alınması olduğuydu. Başarılı olunur mu? Görevden alınmalar olmasa neden olmasın. Kamuda çalışan bir memuru dahi görevden alma ya da memuriyetten men etme şartları oldukça ağır iken Merkez Bankası gibi bir kurumun başkanını iki satır yazı ile görevden almak bu kadar basit olmamalı!
Halk nezdinde genel kanı ise enflasyonun giderek artacağı ve TUİK’in değişik oyunları ile enflasyonun bu seviyelerde olduğudur. Bu nedenle Merkez Bankası’nın görevleri arasında bulunan finansal güven ortamını oluşturmak en öncelikli hedefler arasında olmalıdır. Her ne kadar liyakatli kadrolara sahip olunsa da bırakın gelişmekte olan ve kırılgan ekonomiye sahip Türkiye’yi en gelişmiş ülkelerde dahi güven olmadan istikrar sağlanamaz.
göre; Turkcell 325, Arçelik 229, Telekom 191, mercedes 180, Vestel 148, Aselsan 139 patent almış. Ya o sihalar, ihalar neden burada yok ?. 2023' de ihracatta yüksek teknolojik satışımız yüzde 3.7 ile 8.1 milyar dolar. Bu mu Türkiye yüzyılı?.. MB, karaya oturan gemiyi kurtarmak için, korkunç dış borç yaparak 2023 de dış borcumuz 482.6 milyar dolar oldu. Bu rakamlar TÜİK kaynaklıdır.kimse korkudan ağzını acamiyor. Bütçe çıldırmış durumda. Cumhuriyet tarihinin en büyük açıgiyla karşı karşıyayız. Korkunç bir açık var. 2023' de, personel giderle.0.1, mal ve hizmet alımları 1.3, cari transferler 0.8 trilyon ₺ artmış . 2023 bütçesi, 5.2 trilyon ₺' den 6.6 trilyon olarak, 1.4 trilyon açık vermiş. 994.4 milyar ₺ vazgeçilen vergiler olmuş, görev zararları patlamış. Hele tarımı,kkmyi, faiz dışı harcamalari yazamadım. Çok az bir kısmını yazdığım, işte ülkenin durumu bu Sayın Yazar Kardeşim. Buna ne MB 'si ne de bu halk dayanır. Durum çok vahim. Allah bu halkın yardımcısı olsun. Âmin. Selamlar.
almış. Peki bu patentler nerede?. Dünya patent kurumu WİPO' ya göre, ; Çin 798.180, ABD 323.410, Japonya 201.410.G.kore 135.180, bizi kıskanan Almanya 130.753, Hindistan 30.490, İsrail 5358, Türkiye sadece 3.407 ile son sıralarda. Patent ülkenin geliştiğini göstergesidir. Patent Ligi'nde yokuz, dünyanın geleceğinde de yeriniz yok. Patentleri güçlü , başarılı üni. alır bizim dünyanın en başarılı ilk 500' de , 6 yıldır üniversitemiz yok. Ama G Kore'den her yıl ilk yüzde 3, Danimarka'dan da 3 üniversite var. Hani buralarda niye yoksunuz. Bu yıl başarılı dünya üni. sıralamasında, Hacettepe 554. diğerleri 700, 800' lü sıradağlar, Atatürk üni. ise, ilk 1200 yok (bu , URAP ' in raporudur). Halbuki bir zamanlar ODTÜ mezunları parmakla gösterilirdi. Neden böyle oldu ?.. iktidar liseleri, üniversiteleri, siyasi politiklar nedeniyle çökertti. Okullar, üniversiteler, akıl, bilim, teknoloji, laboratuar, deney yerine, bunlara karşı, dogmatik, tarikat ve cemaatlere bırakıldı. Türk patent kurumuna
Sayın Yazar, bu durum , adam dayanmıyor değil, ekonominin çok kötü olmasından ağlanacak bir tablo var. Ankara ağlamıyor sadece laf yapıyor. Ülkedeki şirketlerin ,yüzde 99.7si Kobi, bunların ürettiği yüksek teknoloji seviyesi, yüzde 0.7,. Büyük şirketler ise, yüzde 3.7, bunların ürettiği yüksek teknolojik seviyesi ise 03.0. Bunddan dolayı refah ve zenginleşme hayalî kuramazsiniz. Sözde Türkiye yuzyilinda birşey değişmedi, daha da kötüye gitti, gitmeyede devam ediyor.2002' den önce Türk sanayi ihracatı yüzde 3.2 idi şimdi yüzde 3.1. hiçbir iyileşme olmadığı gibi daha da kötüye gitmiş. Neden, akıl ve bilimle hareket edilmediği için. ARGE harcamaları G. Kore ve Almanya'da, milli gelirin yüzde 3'' u, bu büyük rakam, bizde ise yüzde 1. G. Kore'nin milli geliri, 1. 689 trilyon, Almanya'nınkisi 4.3 trilyon, bizimkisi ise 864 milyar dolar. İşte Almanya'nın bizi kıskanmasınin sebebi, haaah haaah.2023 de Kobiler ,594, büyük şirketler 2.016 patent almış. Almanya'da sadece bir şirket,7 bin patent