Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek vergi kaçıranları ihbar edenlere kesilecek ceza üzerinden yüzde 10 prim verileceğini duyurdu. Uygulama sosyal medya üzerinden de geçerli olacak.
Fiş/fatura verilmemesi, düşük KDV oranı uygulanması, IBAN/PTT ile ödeme talep edilmesi, başka işletmenin POS cihazının kullanılması, mükellefiyet kaydının olmaması, sahte/yanıltıcı belge düzenlenmesi veya kullanılması, personel ücretinin elden ödenmesi, kira gelirinin beyan edilmemesi, tapu harcının eksik ödenmesi ve kaçak ürün satışı yapılmasından dolayı şikayetler; Dijital Vergi Dairesine, GİB Mobil ve Vergi İletişim Merkezine (VİMER), Alo 189’a, BİP Vergi İhbar Servisine, X, Instagram ihbar hesaplarından mesaj ile ve WhatsApp İhbar Hattı 0552 189 0189’a yapılabilecek.
Buraya kadar her şey normal ve duyarlı vatandaşlar gereğini yapacaktır. Anormal olan ise ülkenin tanınmış siyasetçi, gazeteci ve sivil toplum temsilcileri “vatandaşları ispiyonculuğa yönlendiriyorsunuz” diyerek hırsızlık yapanların ihbarının gerçekleşmemesi için adeta kampanya başlattılar. Sormak istiyorum, bir vatandaş kendi parasını çalanları neden ihbar etmesin?! O zaman kaçak elektrik kullananları da ihbar etmeyelim, bırakalım ne kadar kaçak kullanıyor iseler kullansınlar... Bir ülke için, ekonomik kayıplar noktasında ya da tüyü bitmemiş yetimin hak gaspında kaçak elektrik ile kaçak vergi arasında bir fark olmadığı gibi bu kişileri şikayet etmek de vatandaşlık görevidir. Prim konusuna gelince, vatandaşlık görevini yapanların ödüllendirilmesinden rahatsız olanları tek nedene bağlıyorum. İhbar üzerinden hazineye yüklü miktarda gelir sağlanmasını ve ekonomik başarı elde edilmesini birileri istemiyor.
Geçen yıl ülkemizde 50 binin üzerinde ihbar gerçekleşmiş. Yüzde 10 ihbar primi ile birlikte bu yıl sayının kat be kat fazla olacağını tahmin ediyorum.
İktidarın Başıboş Köpek İmtihanı
Geçen yıl bu günlerde 10’ün üzerinde köpeğin bir ilkokulun çevresinde gezinmesinden dolayı okula gidemeyip geri dönen öğrenciler olduğuna dair onlarca şikayetler aldığımı belirten bir yazı kaleme almıştım. O günden bu güne 1 yıl geçmesine rağmen herhangi bir önlem alınmadı ve öğrenciler hala okula korkarak gidiyorlar.
Başıboş köpek konusunda vatandaşların sıkıntı çektiğini göz ardı edemeyiz ve bu yıl içerisinde 26 vatandaşımızın ölümüne sebep olduğunu yok sayamayız. Ancak bu sorunun çözümü hayvanları katletmek (uyutmak) olmamalıdır. Bizleri rahatsız eden bir sineği dahi Allah yaratmış diyerek öldürmekten imtina ederken yüzbinlerce köpeğin öldürülmesini hiç bir vicdanın kabul etmemesi gerekir.
Bu ülkede, tavuğa, bebeğe, öğrenciye taciz ve tecavüz eden hayvandan aşağı ve köpeklerden daha zararlı mahluklar öldürülmüyor ve benim vergimle cezaevinde paşalar gibi bakılıyorsa hayvanların öldürülmemesi ve onlar için barınaklar yapılmasını istemenin hakkımız olduğunu düşünüyorum.
Her ilde ve bazı ilçelerde kısırlaştırılmış hayvanların yaşayacağı barınak yapmak ya da olanı büyütmek ülkemiz için zor olmayacağı gibi bunların bakımını gönüllülerle birlikte profesyonel personeller yapabilir. Köpekler, aç kaldıklarında kuru ekmekle dahi karnını doyuran canlılar olduğundan dolayı maddi yük için hafifletici sebep olacaktır. Uygulanması gereken sadece mevcut barınakların büyütülerek ya da köy gibi bir alan kurularak gönüllülerin yanına personel verilmesi... Böylece hem toplum vicdanı dinlenmiş olunur, hem de Allah’ın yarattığı bir can korunmuş olur.
Kabine Sıkışan Milliler
Konuyu biliyorsunuz, Milletler Ligi ikinci hafta maçları için ABD’ye uçan A Milli Kadın Voleybol Takımı’nın ekonomi sınıfında 13 saat uçmalarına sporcular sosyal medya paylaşımlarıyla tepki göstermişti. Tepkiler bir anda büyüdü ülkenin gündeminde ilk sıraya oturdu. Burada Türk Hava Yolları (THY) ile Türkiye Voleybol Federasyonu (TVF) arasında suçlama polemiğine girmeden farklı bir konuya değinmek istiyorum.
Sporcuların uçuşları hakkında bilen, bilmeyen herkes yorum yaptı. Alışveriş yaparken vergi ödemekten başka ülkeye hiç bir faydası olmayan, hatta SGK giderleri ile ödediği vergiyi fazlasıyla geri alan bazı kendini bilmezler; Başarıları ile Türk Bayrağını dünyanın her ülkesinde gururla dalgalandırmış, Türkiye’nin milyonlarca dolar ödenerek yapılamayacak reklamını yapmış, ülkemize kupalar getirmiş, daha iki gün önce kendilerine karşı sportif başarı sağlayamadığımız Almanya’yı devirmiş A Milli Kadın Voleybol Takımı futbolcularına “bölücü, hain, halkın parasını çar çur eden, kripto gibi türlü türlü sözler söylendi. Bunun yanında ortalama 1.90 boylarında ki sporcuların, ekonomik sınıfta 13 saat uçuşla ayaklarda uyuşma, ağrı, şişme oluşacağını, stres ve gerilmeden dolayı performanslarının düşebileceğini umursamadan “siz kimsiniz, itiraz ediyorsunuz” deme cüreti gösterildi!
Aslında söylenecek çok söz var da sadece “ne günlere kaldık,” demekten başka söylenecekler israftan öteye gitmez.
Sayın Yazar, bu işi neden vatandaş yapsın ki ?. Bu görev devletin, devletin kontrol mekanizmaları var, bu onların görevi. Kanunun, yönetmeliğin koyarsın, eksiksiz işletirsin, dört dörtlük olur. Sen,2023 yılında, hak edilmiş, 994.400 milyar ₺, vergiyi affedersen, vatandaş da bu gayri işlere yönelir. Gelişmiş, ABD, AB'de vergi affı, prim affı, emlak affı vb. şeyler yoktur. Sokak köpeklerine gelince, Allah (C.C.)' En'am süresi, 38.ayette " yerde yürüyen ve havada uçak kuşlar sizin gibi bir topluluktur " buyuruyor. Onlar da biz insanlar gibi bir ümmettir , onları kudretimizle yarattık, rızıklarını biz veriyoruz, onları kudretimizle ahirette bir araya toplayacağız, buyuruyor. Bu ilahi emre neden itaat edilmiyor ?. Hem,22 yıldır bu iş neden çözülmedi ki ?. Hükümet bu sürede işleri çözemeyip bu ülkeyi bu hale getirdiği gibi, bu konuyu da çözemedi. Ayette onlar da sizin gibi bir can taşıyor, buyuruluyor. Bu ülkenin gücü çok, bu sorunu rahatlıkla çözebilir. Uyutmaya karşıyız.Selamlar.