Allah'ım; Merhametsizleri, vicdansızları bize musallat etme.
Allah’ım; Müslüman görünümlü olup da münafıklık alametleri taşıyanların şerrinden koru bizleri.
Allah’ım; dili başka, kalbi başka olanların şerrinden koru bizleri.
Allah'ım; menfaatleri, hırsları, beklentileri, tarafgirlikleri, siyasi görüşleri uğruna yapmayacakları kötülük olmayan iftiracı, gıybetçi, fitne, fesat, dedikoducu, ahlaksız, merhametsiz, adaletsiz, bağnaz, yobaz kişilerin şerrinden koru bizleri.
Allah'ım; senden başka gidecek kapımız, el açacak, güvenecek ve sığınacak makamımız yok.
Allah'ım; sana emanetiz.
Allah’ım; Tek gücün ve tek güçlünün, her şeyi görenin, her şeyi bilenin, her şeyi duyanın ve kadir-i mutlak olanın sen olduğunu bilerek sana iman ediyoruz.
Önümüzden, arkamızdan, sağımızdan, solumuzdan, yakınımızdan, uzağımızdan, gökten, yerden gelebilecek her türlü felaketlerden, kötülüklerden koru bizleri.
Allah'ım; insanlık için, Rıza-i İlahi için, Türkiye Cumhuriyeti, Türk Milleti, Türk Bayrağı uğruna çabalayan, canını, malını, hayatını ihlasla ve samimiyetle ortaya koyanlara yardım et.
AHMET BERHAN YILMAZ
Allah razı olsun
Amin, Amin
Amin. Ecmain.
Âmin Allah senden razı olsun değerli hocam yüreğinize kaleminize sağlık
Amin amin amin Allah razı olsun ellerine kalbine diline sağlık hovam.
Amin, Amin değerli Hocam, yüreğine sağlık.
Zaten, gafiller de asırlarca hep böyle dua ettiler veya böyle öğrettiler. Ülke için dua etmissiniz, güzel de ülkenin durumu meydanda. Enflasyon yüzde 112,faizler yüzde 45, hayat ateşten gömlek olmuş, halkı yakıp kavuruyor. Dış borç 482.6 milyar dolar olmuş, bütçe 1.4 trilyon ₺ açık vermis, halk canından bezmiş. Belki siz bu ay ,70-80 bin ₺ maaş aldınız, ama 10 bin,17 bin, benim gibi, 36 yıl devlete hizmet etmiş, emekli lise branş öğretmeni 22.500 ₺, emekli milletvekili tekrar vekil olmuşsa 230 bin ₺, yeni vekil 160 bin ₺ alsın vb. işte adaletsiz gelir dağılımı. Ekonominin şartları, kuralları vardır, bunlar yerine ve kavl- i dua yerine getirilmediği için, ülke alev alev yanıyor. Dört etrafımızda çevrilmiş. Üretim yok, imalat yok, istihdam yok, 15 milyon açlık sınırının altında kıvranıyor. Ama hala dualar yapılıyor ama hiç düzelmiyor, daha da kötüye gidiyor. Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir. Selamlar.
Sayın Hocam, duanın kabulü için, kavl-i dua ile birlikte fiil-i duanın da olması gerekir. Yoksa ,kavl-i dua yetersiz kalır. Eğer sizin dediğiniz olsaydı, bugün Gazze için yapılan dua kabul olur, Gazze harabeye dönmez, 25 bin insan ölmez, buradaki insanlar yok olmazdı. Önce tarlayı sürecek tohumu ekecek suyunu verip ilacını, çabasını yaptıktan sonra kavl-i duayı yapacaksın ki netice hasıl olsun. Peygamberimiz, Bedirde, Hendekte, huneynde, tebukte vb. önce fiil-i duayı samimiyetle yerine getirdikten sonra, kavl-i duaya baş vurdu, netice aldı. Sizin bu duanız, rüzgâr ekip fırtına biçmeye benziyor. Aynen derse hiç çalışmayıp sinavda geçer not almayı bekleyen öğrenci gibidir. Bu sunnetullaha aykırıdır. Kabe'de, Arafat'ta, bayramda, gecelerde hep dualar ediliyor ama İslam âleminin durumu ortada.Kan, gözyaşı, ölüm, vahşet,katliam, hastalıklar ,namusun taru mar edilmesi, açlık, sefalet, yoksulluk diz boyu, bunlar hiç dinmiyor.Neden bu dualar yerine gelmiyor. Duanın adabına aykırı dualar yapil