Atatürk...

Yıllarca Atatürkçüler, Kemalistler veya laik geçinenler, Atatürk’ü, “olmasaydın olmazdık” gibi bir kişiyi büyütmek için 3000 yıllık tarihi ve dünya tarihinde çok önemli bir yeri olan koca bir milleti küçük düşürecek ve dinen şirk kokan ifadelerle ananlar, Atatürk ismini baskı, korku, tehdit unsuru ve düşünce özgürlüğünü kısıtlamak amaçlı kullananlar, şahsi, siyasi, partisel çıkarları için Atatürk ismiyle topluma, ülkeye ve bireylere dizayn vermeye çalışanlar sebebiyle bu milletin önemli kısmı Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü anlamamış, tanımamış, bu millete ve ülkeye kazandırdıklarının değerini bilememiştir.

Öte taraftan, özellikle son yıllarda, İstiklâl Harbi ve sonrasında Atatürk’ün Türk Milletine lider, önder, rehber olmasını hazmedemeyen, Türk Toplumunu Atatürk’ten koparmaya çalışan bağnaz, tarafgir, yobaz din tüccarlarının nefretleri, kinleri, hasetleri, iftiraları sayesinde Atatürk’ün Türk Milleti ve İslâm için yaptığı hizmetler anlaşılmış, Atatürk Türk Milletinin kalbinde hak ettiği yeri bulmuştur.

Özetle Atatürkçüler bu milleti Atatürk’ten ne kadar uzaklaştırmış, anlaşılmasının önüne geçmişse, Atatürk düşmanları da, istemeyerek de olsa, Türk Milletini bir o kadar Atatürk’e yaklaştırmış, sevilmesini, anlaşılmasını, değerinin bilinmesini sağlamıştır.

Her şey Allah’tandır. Atatürk önderliğinde Türk Milletinin kazandığı zaferler de, Türk Milletinin, Türk Vatanının düşmanlardan, hainlerden kurtuluşu da, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu da Allah’tandır,

Son zamanlarda birileri tarafından ortadan kaldırılmaya çalışılsa da, Atatürk sayesinde, Türk Milletinin millet olma şuuruna, kula kulluktan özgür bireyliğe kavuşması da Allah'tandır.

Atatürk’ün bu milletin yeniden dirilişine, kurtuluşuna vesile olmasını Allah nasip etmiş ve Atatürk vatana, millete İstiklâl Savaşında ve sonrasında Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda lider, önder, rehber, başkomutan olma imtihanını eşi, benzeri olmayan bir şekilde başarmıştır.

Atatürk’e atılan iftiralardan biri İslâm karşıtlığıdır ki; Türk Milleti 15 Temmuz hıyanetini yaşatan, din kisvesi altına bürünmüş, Müslüman görünümlü hainleri görünce bu iftirayı atanların ne kadar hain, riyakâr, tehlikeli, yalancı, çıkarcı, iftiracı olduğunu ve Atatürk’ün aslında ne yaptığını anlamıştır.

Türk Milleti; Atatürk’ün İstiklâl Harbi sırasında ve sonrasında düşmanların yanı sıra “İstiklâl Harbini keşke Yunanlılar kazansaydı”, “Haçlıların Ülkenizi işgali tehlikeli değildir” diyecek kadar gözü dönmüş, içimizdeki, Müslüman kılıklı, hain, riyakâr, çıkarcı, Yunan dölü, Ermeni tohumu, Rum artığı, İngiliz, Fransız, Rus uşağı Türk, İslâm düşmanları ile de mücadele ettiğini idrak etmiştir.

Konuyu uzatmanın anlamı yoktur. Atatürk’e düşman olanlar, Atatürk’ü sevmeyenler; Türk Milleti’nin bağımsızlığından, özgürlüğünden, birliğinden, dirliğinden,  İslâm’ın yaşanmasından rahatsız olan bağnaz, yobaz, Müslüman kılıklı, hain, riyakâr, çıkarcı, Yunan dölü, Ermeni tohumu, Rum artığı, İngiliz, Fransız, Rus, ABD uşağı Türk ve İslâm düşmanlarıdır.

Vatan, millet, devlet için yaşadıkları zorluklar, çileler, yaptıkları fedakârlıklar sebebiyle başta Türk Milletinin önderi, lideri, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, Türk Ordusuna, Türk Milletine şükran ve minnetlerimizi sunuyoruz. Allah hepsinden razı olsun, Allah hepsine rahmet eylesin, mekânları cennet olsun.

Ne kadar zor günler geçirdiklerini tahmin bile edemediğimiz Türk Milletine, Atatürk’e, yol arkadaşlarına o yokluk, yoksulluk, açlık ve perişanlık içinde yediden yetmişe bu milleti bir araya getirme ve bir arada tutma gücünü veren, bu görev için Atatürk gibi bir dehayı gönderen Allah'a sonsuz şükürler olsun.

Şunu anlamak zorundayız ki; bu milleti tanımayan, millete ve milletin milli, manevi değerlerine saygı göstermeyen Atatürkçülerle, dini kişisel çıkarları için kullanan Atatürk ve dolayısıyla Türk düşmanı dincilerin birbirlerinden farkları yoktur ve bunların bütün hesapları vatan, millet, devlet üzerine değil kendilerinin ve biat ettiklerinin çıkarları üzerinedir.