Çok büyük olasılıkla bugün senin doğum günün değil, tahmin edebiliyorum; ama sanki öyleymiş gibi davranalım hadi: Bugün senin doğum günün olsun.
Bırak başkalarının alacağı hediyeyi, göndereceği çiçeği, söyleyeceği güzel sözleri, iltifatları. Bugün sen, kendi kendine bir insanın duyabileceği en güzel şeyleri söyle.
Mesela ‘İyi ki varsın’ de kendine.
Mesela ‘Hep yanımda olduğun için sana teşekkür ederim’ de.
Sonra ‘Arada hataların, inişlerin çıkışların olsa da senin yaptıklarınla, iyilik için çarpan kalbinle, vicdanınla, senin her şeyinle gurur duyuyorum’ de mesela.
Mesela ‘Birlikte ne güzel günlerimiz oldu; bunun için sana çok teşekkür ederim’ de.
Ve ekle mesela: ‘Kötü günlerimiz de oldu elbette ama geride müthiş dersler bırakarak geçti her biri. Bizi, birbirimize bağladı...’
Hem zaten öyle değil mi?
Narsizme kaçmadan tabii, kendinle övünmenin, kendini azıcık sevmenin, kendi ruhuna ve bedenine iltifat etmenin neresi yanlış?
Belki de bir çeşit terapi bu. Anlamayan anlamasın.
Başkalarının düşüncelerini at çöpe!
★★
Doğum gününde ne düşünür, nasıl hisseder insan?
Sen de öyle düşün, öyle hisset bugün:
Muhasebe yap mesela.
Neler kazandın, neler kaybettin? Kaybettiklerini boş ver, geçti gitti. Kazandıklarına bak, onlar seninle...
Kısaca: Hesap yap ama hesaba saplanıp kalma!
Yeni bir hayatın eşiğindesin zaten; bunu iliklerine kadar hisset. Yenilen...
Giysi dolabındaki küçülmüş eşyayı okşayıp vefa duygusu içinde onunla vedalaşman gibi hayatındaki küçülmüş şeyleri de teşekkürünle uğurla. Bırak onları. Onlar seni bıraktı nasılsa.
Buna sakın üzülme!
★★
Doğum gününde ne yapar insan?
Sen de öyle yap bugün:
Çık dışarı, hava al. Sağlığına şükret. Bozuk mu sağlığın, en büyük servetin? O zaman iyileştir kendini. Hiçbir hekim, senin sana yaptığın telkini ve moral tedaviyi bir hapa, şuruba sığdırıp veremez sana.
Başta benim sevgili dostum, ilham kaynağım Mustafa Kunt olmak üzere ömürlerini hastane odalarında geçiren sevgili hekimler alınmasınlar; ama sen bil ki kendi hayatının Lokman Hekimi sensin.
Sen istemedikçe hiç kimse iyileştiremeyecek seni.
Bugün, her şeyi bırak ve sadece iyileşmek için yaşa!
İyiysen (şükür) o zaman da birini iyileştirmek için.
Bugün...
Senin doğum günün olsun
Öyle yaşa...
★★
Bitirirken:
Böyle olumlu öneriler dizisini huzur bozan bir haberle gölgelemek istemiyorum ama bunu söylemem şart:
Eğer basında geçen iddialar doğruysa...
’30 gün sahiplenilmeyen sokak hayvanlarının itlaf edileceği (Türkçesi katledileceği, öldürüleceği)’ gibi saçma, vicdan tarafı eksik ve uğursuz bir kanun teklifi Meclis’e getirilirse; buradan açıkça duyuruyorum: Ben önce bir sivil vatandaş sonra da bir eğitimci, bir yazar, bir gazeteci olarak bu girişimin karşısında olacağım. Var gücümle hem de!
‘İhtiyarlar, çocuklar ısırılıyor’ diyenlerle başka türlü ve başka şeyleri de ele alarak tartışırız.
Ama medyada geçen haliyle kanun tasarısına, teklifleşmesi halinde her ortamda itiraz edeceğim! Muhalefet, iktidar, parti, bakan, vekil hiç fark etmez; dile getiren kim olursa olsun, teklif yukarıda tırnak içinde alıntıladığım şekliyle ve toplu itlaf (uyutma, toplu kıyım) şeklinde Meclis’e getirilirse...
Açıkça ‘karşı taraf’ olacağım.
Öyle bir saçmalığı asla -dayanağı ne olursa olsun- kabul etmeyeceğim.
Memlekette her derdi devaya kavuşturduk da Allah’ın gariplerini uyutmak mi kaldı? Kaçta kaçı suça karışmış; kaçı sabıkalı? Şimdiye kadar onlar için kim, ne yapmış da şimdi kim, ne ister onlardan?
Daha evvel yazmıştım, yineliyorum: Her evin, her apartmanın kapısına bir kap su, biraz yiyecek koyarsanız; temizliğe ve hijyene dikkat ederek onlara -diyelim ki muhtarlıklar marifetiyle- kendi muhitlerinde barınma imkânı sağlarsanız...
Farklı çözüm önerilerini içeren ve itlafı değil hayat hakkına saygılı düzenlemeleri içerecek; akıllı barınak sistemlerini, şehir dışında kontrollü mera barınakları, şehirlerde ve kasabalarda geniş konaklama ve kontrollü üreme alanlarını içerecek kapsamlı bir düzenlemeyi gündeme getirirseniz ben dahil yüz binlerce hayvanseverin hukuken onayını ve vicdanen de taktirini kazanmış olursunuz.
Ama daha önemlisi ne olur, biliyor musunuz?
İnsan olursunuz, insan!
Cennete gidip gitmeyeceğinizi Allah’tan gayrısı bilemez; ama itlafın yerine merhameti ve hamiyeti koyarsanız; siz oraya gidemeseniz bile cenneti yaşadığınız yere getirmiş olursunuz..
Allahaşkına bunu yapın!
Gaddar olmayın!
Onlar sokak köpekleri değil, sokakta yaşayan köpeklerdir. Kedi, köpek, at, eşek, vb. bu hayvanlar bize zimmetlidir. Bunlara çok iyi bakıp onları çok iyi korumalı, onlarla ilgilenmeliyiz. Bunlara karşı Allah'a karşı sorumluyuz. Neden uyutma , neden ötenazi, neden, neden ?. Onlar da bizim gibi bir can taşıyorlar, onlar da bizim gibi, aynı yaratılış kaleminden çıkmışlar. Neden bu ve benzeri yapılıyor. İnsanlar yüksek enflasyon ve yağmur gibi zamlar altında eziliyor, bu dilsiz hayvanları da itlaf etmeye kalkışıyorlar. Ama bunun hesabını Allah'a çok acı bir şekilde verirler. Nede bunları yapıyorlar, seçim bitti, üstelik açık bir farkla kaybettiler, daha dört yıl seçim yok,onun için yok insan, yok hayvan umurlarında değil. Korkarım yarın insanlar için de.... Akp bitmiştir, bunların bu millete verecekleri bir şey yok. Daha fazla bu millete çektirmesinlerden. Artık halkın dayanma gücü kalmadı . Bahaneleri hazır seçimi kaybettik, halk böyle irade etti desinler, bu ülkeye ve bu millete en büyük