Hava soğuktu. Erzurum’un alışık olduğumuz sessizliği, o akşam daha bir anlam kazanmıştı. Müceldili Konağı’na doğru yürürken, İrfan Meclisi’nin mutat toplantısına ilk kez katılacak olmanın heyecanı içindeydim. Murat Ertaş hocanın öncülüğünde, Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla hayata geçirilen bu meclis, şehrin meselelerini konuşmak, çözüm önerileri sunmak ve şehri geleceğe hazırlamak için kurulmuş kıymetli bir platformdu.
İrfan Meclisi, şehrin her meslek dalında öncü ve dert sahibi isimlerden oluşan bir sivil toplum hareketiydi. Her toplantıda farklı konular masaya yatırılıyor, tespitler yapılıyor ve çözüm önerileri raporlaştırılıyordu. O akşam ise toplantıyı özel kılan bir başka detay vardı: Erzurum Valisi Sayın Mustafa Çiftçi’nin de aramızda olacağı duyurulmuştu.
Müceldili Konağı’nın kapısına vardığımda, bizi Murat Hoca’nın o her zamanki güler yüzü karşıladı. Yanında Yusuf Kaya, Selim Adım ve Dilaver Canlar vardı. Hepsi misafirleri nezaketle ağırlıyordu. Murat Hoca’nın şehrin sorunlarına dair yoğun bir fikir birikimiyle dolu olduğu yüzünden belli oluyordu.
Salona adım attığımda, meclisin kıymetli katılımcıları da yavaş yavaş yerlerini alıyordu. Ben de Selim Hocamın yanına geçtim. İçimde hem bir merak hem de tatlı bir heyecan vardı. İrfan Meclisi bu kez hangi konuları ele alacaktı? Valimizin katkıları neler olacaktı?
Toplantılar, her zaman olduğu gibi Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlar. Bu kutsal atmosfer, toplantının ağırlığını ve ciddiyetini hissettirir. Konuşmalar esnasında gazeller okunur; ruhları dinlendiren bu anlar, meclise ayrı bir ahenk katar. Toplantının sonunda yine Kur'an-ı Kerim okunur ve bir sonraki buluşma için iyi niyet temennileriyle gece sonlandırılır.
Son toplantımızda ise bu gelenek bir başka anlam kazanmıştı. Türkiye Hafızlık Yarışması birincisi olan Valimiz Mustafa Çiftçi, İrfan Meclisi üyelerinin isteği üzerine Kur'an-ı Kerim okumuştu. Onun bu güzel tilaveti, o geceyi unutulmaz kılmış, meclisin manevi havasını daha da derinleştirmişti.
Saatler 18.30’u gösterdiğinde, Vali Bey konağa teşrif etti. Bu an, meclisteki hareketliliği daha da artırdı. Herkes yerini aldı ve toplantı başladı. O akşam İrfan Meclisi, Erzurum’a dair kritik meseleleri masaya yatırdı. Şehrin ekonomisi, sosyal yapısı, kültürel zenginlikleri ve bu zenginliklerin korunmasıyla ilgili somut adımlar konuşuldu.
Vali Mustafa Çiftçi’nin sıcak, samimi ama bir o kadar da realist tavrı dikkat çekiciydi. Şehirle ilgili tespitlerini açıkça ifade etti ve bu tespitlere yönelik çözüm önerileri sundu. Özellikle gençlerin şehre olan bağlılığını artırmaya yönelik projelerin önemine vurgu yaptı. Bu şehirde bir aidiyet duygusu inşa etmenin, Erzurum’un geleceği için temel olduğunu belirtti.
Murat Hoca ise her zamanki gibi bilgisi ve birikimiyle meclisin lokomotifi oldu. Erzurum’un kadim bir şehir olduğu, ancak geleceğini inşa ederken daha dinamik bir perspektife ihtiyaç duyduğu üzerinde durdu. İrfan Meclisi’nin bu tür toplantılarla bir fikir havuzu oluşturduğunu ve bu havuzun Erzurum’un kalkınması için kullanılması gerektiğini söyledi.
Gece boyunca şehrin kültürel dokusundan ekonomisine, sosyal projelerden eğitim alanındaki ihtiyaçlarına kadar pek çok konu ele alındı. Toplantının sonunda herkesin üzerinde hemfikir olduğu bir gerçek vardı: Erzurum için düşünmek, üretmek ve harekete geçmek bir sorumluluktu.
İrfan Meclisi’nden ayrılırken içimde derin bir memnuniyet hissi vardı. Böyle bir platformun bir parçası olmak, şehrine katkıda bulunmak isteyen her birey için bir onurdu. O akşam, Müceldili Konağı’nda sadece meseleler konuşulmamış, aynı zamanda bir şehrin geleceği için umut dolu bir vizyon ortaya konmuştu.
Bu tür toplantılar, Erzurum gibi şehirlerin gelişiminde çok kıymetli adımlardır. İrfan Meclisi’nin yolunun açık, çabasının daim olmasını diliyorum. Çünkü bu şehir, böyle düşünen insanlarla geleceğe taşınacak.
Peki, İrfan Meclisinin o toplantısın da hangi kıymetli bilgiler paylaşıldı? Vali beyin ilk defa paylaştığı tarihe geçecek bilgiler nelerdir? Bir sonraki yazımızda bunlara cevap verelim.