Açılış ve dahi ihracat için gün sayılıyor..
Bacalar tüttü, bu Organize tuttu!
Şaka, maka, Lila Kağıt gibi Avrupa devi bir markanın da sakini olduğu 2. Organize Sanayi Bölgesi’nde bacalar tütmeye, kurulu firmalar üretime geçmeye başladı.
Kablo üretimi ile iştigal eden Sacit Yazıcı’ya ait Rönesans firması, Yasin Koşum’a ait PVC alüminyum üreten Koşumlar Pen firması ile boru üretimi yapan Ahmet Akay’ın sahibi olduğu Akay Isı firması artık, resmi açılış için de gün saymaya başladılar bile.
Toplam 69 parselin irili ufaklı 52 firmaya tahsisin gerçekleştiği Organize Sanayi Bölgesinde alt yapı çalışmalarında yüzde 80’e gelinirken, yönetim de, çalışmalarını hızlandırdı.
Bu arada, bayram ertesi açılış hazırlığı yapan Rönesans firmasının sahibi Sacit Yazıcı, kendi öz sermayesi ile gerçekleştirdiği bu yatırımı için devletten beklemeden tesisindeki bazı eksiklerini de kendisi tamamladı.
İstinat ve bahçe duvarı inşaatı için de milyonları ortaya koyan firma, devletten beklemeden bu eksikliğini de giderdi, kimseye yük olmadı.
Yol ve parke kaplamasını da kendi imkanları içinde gerçekleştiren firmada 100 kişinin çalışması ve yurt dışına açılması hedefi konuldu.
Banka kredisine bulaşmadan kendi öz sermayesi ile böylesine devasa bir yatırımı Erzurum’a kazandıran, kendi işini kendi gören, ilk defa da tanıştığım Sacit Yazıcı’yı dün aradım ve tebrik ettim.
Herşeyden önce onca işsiz insana ekmek yedirecek olmasından dolayı Yazıcı gibi bu şehirde doğmuş, büyümüş yatırımcıyı örnek yatırımcı olarak görüyor ve zatım, şehr-i mübarekem adına tebrik ve takdir ediyor, ayakta alkışlıyorum.
--
Yüzlerce solunum cihazını alan daha geri getirmiyor..
Gitti de geri gelmedi!
Özellikle kronik obstüktif akciğer hastalığı olarak adlandırılan ve halk arasında kısaca Koah olarak bilinen hastalık için evlerde hastalara verilen cihazların bir çoğu gelmez oluyor.
SGK Erzurum İl Müdürü Nizamettin Durmuş’a göre şehir genelinde 7 bine yakın koah hastası bulunuyor ve bir çoğuna da SGK olarak oksijen cihazı verilmiş.
Belli şart ve usullerde verilen son model cihazlar sayesinde hastalar, evlerinde de belirli müddette bu cihazlardan yararlanıyor, kısmi sıhhat buluyorlar.
Ne varki, SGK’nın her biri büyük meblağlara satın alınan ve binbir güçlükle temin ettiği bu cihazların bazıları iade edilmiyor ve yetkililer bu konuda bir hayli dertli.
Geri ödeme sürecinde büyük sıkıntılar yaşayan SGK’da zimmet ve taahhütnamelere karşın geri iade edilmeyen cihazlar için haciz kozunu kullanmak da istemeyen yetkililer, adeta iki arada bir derede kalmış durumdalar..
--
Ticaret hayatı ona göre değilmiş..
Müzik duydu mu bayram ediyor!
TRT Erzurum Radyosu’ndan emekli olduktan sonra ticaret hayatına açılan nefesli saz sanatçısı Bayram Şengül, yaşadığı aktif iş yorgunluğunu çağrıldığı müzik eğlence proğramlarında atıyor. ‘’2008’de emekli olduktan sonra kendimi ticaret hayatında buldum. Yoğun ve yorucu bir ticaret hayatımız olduğu için ne zaman müzik proğramları için davet alıyorum, oraya koşa koşa gidiyorum. Ancak iş stresimi orada atıyorum’’ diyen Bayram Şengül, ilerleyen yaşına rağmen sahne performansı ile de gençlere adeta taş çatlatıyor. Gerek günlük ticaret hayatının ve gerekse günlük stresleri ancak proğramlarda artık kendisiyle özdeşleşen ney ve kaval çalarak stres attığını ifade eden Bayram Şengül, davet edildiği proğramlarda da küçük, büyük ayırımı yapmadığını söylüyor. Tuncay Kemertaş’ın her hafta Erzurum’da TRT Müzik kanalında canlı yayınlanan proğramında da sanatını icra eden İşletme Fakültesi mezunu sanatçı, iyi ki de iş hayatından sıkıldığında kendisini rahatlamak için atabildiği müzik gibi bir alanı olduğunu da söylüyor..
---
Artık hafta sonları Erzurum’da da bu teklifi duymaya alıştık..
Haydi balığa!
Ege, Marmara veya Karadeniz’de yaşayanlar için hiç de yabancı olmayan bu çağrının bir gün Erzurum’da da yapılacağı aklımın ucuna dahi gelmezdi.
Evet, artık özellikle de hafta sonları insanların bazen aileleri ile birlikte balığa gittikleri bir şehir olmuş Erzurum da, benim yeni haberim oluyor.
Olta balıkçılığında inanılmaz bir trend yakalanmış ve bu trend sayesinde de balık tutma da hobiler arasında Erzurum’da ilk sıralara yerleşmiş.
Bunu sadece hafta sonları araçlar ile balık tutma alanlarına giden yakınlarınızdan değil, olta balıkçılığı için satış yapılan av malzemesi işyerlerini görerek de anlayabiliyorsunuz.
Erzurum’da av malzemesi satıcılığında marka olan isimlerden Yusuf Akbulut, geçmiş yıllara oranla olta ve malzemeleri satışlarında inanılmaz ölçüde artış gözlemlediklerini belirterek, balıkçılığın ivme kazandığını belirtti.
Kendisi de dahil artık hafta sonlarını şehrin değişik bölgelerinde balık tutarak geçirdiklerini söyleyen Yusuf Akbulut, Kuzgun barajı, Demirdöven barajı başta olmak üzere artık sayısız balık avlanma alanlarının bulunduğunu kaydetti.
Merkezde Radar mevkii, Şenkaya, Pasinler, Horasan ve Çat’ta olta balıkçılığı için avlaklar bulunduğunu anlatan Yusuf Akbulut, özellikle de somon balığından çok miktarda bulunduğunu, lezzeti ve kalitesiyle bu balığın ilk tercihler arasında olduğuna işaret etti.
Özellikle Kuzgun barajı civarında en az 6 tane devasa balık çiftliği bulunduğuna da dikkat çeken Akbulut, bu çiftliklerde üretilen ve satışı yapılan balıkların da sık üremelerinin sektöre olumlu katkı sağladığını da belirtti.
Artık bir düzenleme de getirilen olta balıkçılığı için satış yaptıkları malzemelerin de geliştiğini ve arttığını ifade eden Akbulut, 350 liraya dahi ithal balık yemi bulunduğunu ve alıcıların bunu pahalı bulmadan aldıklarını sözlerine ekledi.
--
Bu iş ‘başıboş’luğa gelmez!
Bir süredir cadde ve sokaklarda insan hayatını tehlikeye sokan başıboş köpekler gündemden düşmüyor. Bu konuda fikir beyan eden bilim adamı akademisyenleri de karşı karşıya getiren bu konuda son söyleyeceğimi ilk söyleyeyim. Onların da bir canlı olduğunu, bakıma ve korumaya muhtaç olduğu gerçeğini biliyorum. İtlaf gibi bir fahiş teklif ve öneride bulunmuyorum ama mutlaka bu işe bir son verilsin. Daha dün sabah Rabiaana Mahallesi’nde bizzat bu gözler gördü, en az 12 tane başıboş köpek sabah saatlerinde bir parktaydı ve özellikle çocuklar ve kadınlar tedirgin oldular. Yakutiye Belediyesi’ne ait bir parkta çektiğim bu fotoğraf belki olayı anlatmıyor ama bir sürü başıboş köpeğin yanından çocuğu ile korku içinde yürüyen bir kadın, durumun vehametini ortaya koyuyordu. Ben dahi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi yerleşkesinin hemen altındaki fırından ekmek almaya giderken bu başıboş köpekleri gördüm, korkumdan yolumu değişmek zorunda kaldım. Bu konu artık elzem bir konudur ve gündemin ilk sıralarında yeralması dosdoğru doğru bir meseledir. Ne yapılacaksa yapılsın, can kaybı yaşamadan, cadde ve sokaklarımız bu başıboşluktan kurtulsun. Bu benim son kararımdır.
---
TUTTUĞUM BABA SÖZLER: Kırdıysa sessiz kal. Sessizliğinden kırıldığını anlamıyorsa, onsuz kal! (Şems-i Tebrizi)
DUVARIN DİLİ: Biz de ağır hasarlıyız ama doktorlar genelde PAROL yazıyor!