Bildiğim bir şey var o da hiçbir şey bilmediğimdir!
14 Mayıs’ta Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği için genel seçime gidiyoruz.
15 Mayıs sabahı nasıl bir tablo çıkacak, henüz bilmiyoruz.
Meclis aritmetiği ne olur, Cumhurbaşkanlığı seçiminde hangi irade ortaya konur, bilmemiz mümkün değil.
Artık kamuoyu araştırmalarının da sağlıklı yapılmadığına, tarafgir davranıldığına dair hepimizde bir kanaat mevcutken, tıpkı oynanmamış bir maç için skor tahmini yapılması gibi bir sonuç söylemek doğru değil.
Açıkçası bildiğim bir şey var, o da Sokrates beylerin de buyurduğu üzere bir çokları gibi hiç bir şey bilmediğimdir!
Ama ortada kesin de bir şey yok değil.
O da ne mi dersiniz?
Hemen söyleyeyim.
Çoğu kişi sandığa şu kişi ya da kişiler kazansıdan çok, şu kişi ve şu kişiler kazanmasın diye gidecek ve oyunu kullanacaktır.
Ve bir de büyük çoğunluk havadan sıkılmış durumda ve ‘Bi bitse de kurtulsak’ diyor, fazla da bir şey demiyor.
Bu benim son kararımdır!
---
Az konuştu, öz konuştu!
Para için gitseydim 20 yıl önce giderdim!
Son yıllarda genelde de seçim dönemlerinde adını sıklıkla duyduğumuz isimlerden biridir Prof.Dr.Serdar Sevimli.
Atatürk Üniversitesi’ne "Artimi Laboratuarı"nın kurulmasına öncülük etmiş, 2011 yılında Transkateter aort kapak iİmplantasyonu (TAVI) uygulamasının Türkiye'deki öncülerinden olmuş bir akademisyendir o.
Tanınırlık açısından Erzurum’da ilk sıralarda yeralan bir isim de olan Prof.Dr.Serdar Sevimli, sadece bir uzman kardiyolog olarak değil, halkla ilişkileriyle de iyi olan, işkolikliği, yoğunluğu ve de sosyal yönü de zengin biri olarak da dikkat çeken isimdir.
İşte böyle bir ismin artık her hareketi, eylemi de kamuoyunda dikkat çekmektedir.
Yıllardır görev yaptığı Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi’ndeki görevinden ani bir kararla istifa etmesi ve özel bir hastaneye geçmesi, yeni kurulan Kalp Merkezi’nde oluşu, herkesin, herkeslerin de dikkatini çekti, ilgisini celbetti.
Farklı yorumları da bünyesinde taşıyan bu istifaya şaşıranlar da oldu, sevinenler de.
Kuşkusuz üzülenler de..
***
En çok da böylesine önemli bir figürün istifa nedeni merak konusu oldu ve herkes sebebi üzerine yorumlar yaptı, durdu.
Dün hayırlı olsun ziyaretine gittiğim ve yine işbaşında gördüğüm Serdar Sevimli hocanın istifa gerekçesini herkesler gibi ben de merak ediyor ve illa ki sebebini öğrenmek istiyordum.
Lafı dolandırmadan, sağa sola bükmeden, ‘timtikine’ işte bu herkesin de görsek de sorsak dediği‘’ niye istifa ettiniz’’ sorusunu sordum.
Hafta sonu daha rahat bir ortamda görüşme talebi inceliğinde bulunan Sevimli hoca, sadece şu kısa bilgiyi verdi, siz okuyucular ve de sevenleri bilsin istedim:
‘’Çoğu kişi benim para için istifa ettiğimi sanıyor, düşünüyor. Kesinlikle bu doğru değil. Parayı seven biri olmadığımı özellikle de yakınlarım bilir. Para için özel hastaneye geçtiğimi düşünenler yanılıyor, çünkü para için istifa etmiş olsaydım en az 20 yıl önce istifa ederdim. Mevcut şartlar beni istifaya mecbur etti ve şimdi bulunduğum yerde de huzurlu ve de mutluyum. Kaldı ki burada da iş yoğunluğum aynı ve eski şevkimle çalışmaya devam ediyorum’’.
---
Bağırdı, kurtuldu!
Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü İlbaş’ın terapi taktiği...
6 Şubat’ta gerçekleşen Kahramanmaraş merkezli deprem, hepimizi yasa boğan, izleri uzun süre devam edecek bir afetti. Allah bir daha göstermesin. O asrın felaketi olarak değerlendirilen depremde millet birlikteliğini ortaya koyarken, kuşkusuz en çok da kamu çalışanları yoğunluk içinde oldu. Erzurum Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Cemil İlbaş da 3 hafta boyunca Adıyaman’da çalışan bir isimdi. Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü personelini koordine etmek üzere bulunduğu süre içerisinde bir depremzede gibi travma yaşayan Cemil İlbaş, geceli gündüzlü görevi sonunda Erzurum’a gelir gelmez ayağının tozuyla spor salonuna girmiş! Kuruma ait Nenehatun spor salonuna girer girmez avazı çıkıncaya kadar bağırmış Cemil İlbaş. Hatta kimseciklerin olmadığı bir esnada salon içinde sıklıkla yüksek sesle bağıran, sesi dışarılara kadar gelen İlbaş, bir nevi negatif enerjisini atmış. Kendisi de aslında eski bir rehber öğretmeni olan İlbaş, ‘’Spor en güzel terapidir. Bağırmak da öyledir. Çoğu kişiye de öneririm. 3 haftalık stresi ancak bağırarak attım, kısmen stresten kurtuldum’’ dedi.
---
Bu da duvarboard!
İlan panosu ya da ilan tahtası olarak da bilinen billboardlar, modern günümüzde özellikle şehirlerin olmazsa olmazları arasında. Artık hemen hemen her şehirde devasa billboardlara rastlamak mümkün. Elbette ki bir sektör haline gelen ve de maliyeti bir hayli yüksek olan billboardları artık herkesin de kullanması mümkün olmuyor. İşte yurdum insanımızdan kendi firmasının reklamını yapmak için billboard yerine ona benzer bir buluş. Eski adıyla Kırmacı, yeni adıyla Rabiaana mahallesi’nde gördüğüm bu ilan, en az o pahalı ve de afilli billboardlardan farkı yok, yok olduğu kadar da etki alanı bir hayli de fazla!
---
Karaman noktayı koyuyor!
Samsun Vali yardımcısı hemşehrimiz emekli oluyor!
1985 yılında başladığı mülki idareler amirliği görevine artık son vermenin zamanı geldi diye düşünüyor Ömer Karaman. O zamandan bugüne kadar sayısız il ve ilçede Vali yardımcılığı ya da kaymakamlık görevlerinde bulunan hemşehrimiz Ömer Karaman, bu yılın sonunda resmen emekli olacak ve sivil hayata dönecek. Sarıyer, Şahinbey, Darıca, Yazıhan, Babadağ, Sarıkamış, Eskipazar’da uzun süreli kaymakamlık, Giresun ve İzmir’de Vali yardımcılığında bulunan Ömer Karaman, halen Samsun Vali yardımcılığı görevini yürütüyor. Geçen zaman içerisinde şanssızlık eseri hayalini kurduğu Valilik görevine getirilmeyen Karaman, görevde bulunduğu süre içerisinde şehirle irtibatını koparmamış ender bürokratlardan biri olarak da biliniyor. 1959 doğumlu, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi patentli bürokratımıza şimdiden sivil hayatında başarılar diliyorum.
---
TUTTUĞUM BABA SÖZLER :
Komşunun tavuğukomşuya kaz gözükür! (Arnavut Atsözü)
DUVARIN DİLİ :
O kadar unutmuştun ki beni, hatırlatmaya kıyamadım!