Hangi kuruma sorduysalar ‘’bizde yok’’ dediler..
3 kümbetlerin anahtarı kayıp!
Tarihi mekanlarda art arda yaşanan skandalvari olumsuzluklara bir yenisi eklendi, bu defa duyarsızlığın adresi tarihi 3 Kümbetler oldu. Erzurum’un, 12 ve 14’ncü yüzyılda yapıldıkları bilinen önemli tarihi eserlerinden 3 Kümbetlerin içinde temizlik yapmak isteyen İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü yetkilileri, kapılarındaki kilitlerini anahtar ortada olmadığı için bulamayınca, çareyi kilit ve anahtarı değiştirmekte buldu. Uzun süre anahtar arayan, sormadık kişi ve kurum bırakmayan yetkililer, bir yerde bulamayınca son çare olarak bu yola başvurdular. Yeni yaptırılan ve Büyükşehir ile İl Kültür Müdürlüğü’ne verilen 3 kümbetlerin anahtarları sayesinde yanyana olan kümbetlerim hem iç hem de dış mekanı sürekli temiz tutulabilecek. Önceki anahtarı bulunmayan kilitlerin kırılması sonrası içeriye girildiğinde yıllardır açılmadığı ve bakımsız kaldığı anlaşılan 3 kümbetlerin içerisindeki manzara, hem yetkilileri hem de temizlik için gelen işçileri de şaşırttı. Bakımı yapılan 3 kümbetler, artık yeni anahtarları ve sahipleri tarafından günlük takibe alındı. Tarihi eserlere karşı duyarsızlığı ve ilgisizliği anlatan skandallardan biri olarak beliren tarihi kümbetlerin kayıp anahtarları, özellikle son dönemde kurumları görevlendirdiği tabyalar için adım atan Valiliği de rahatsız etmişe benziyor.
--
‘’Asıl işimiz hocalık’’ diyen ETÜ Rektörü, haftada 4 saat kendi Üniversitesinde derslere giriyor, bilgilerini öğrencilerine aktarıyor..
Rektör derste’
Daha önce duyduğumu, sizin de duyduğunuzu sanmıyorum. Bir Üniversite rektörü, onca iş yoğunluğunun arasında bir de hem kendisi hem de öğrencileri eğitimden geri kalmasın diye kendi uzmanlık alanındaki derslere giriyor. Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) Rektörü Prof.Dr.Bülent Çakmak, başını çektiği kendi Üniversitesinde haftada 2 gün 2’nci ve son sınıflara 4 saat Elektronik ve Mikroelektronik Aygıt Üretimi dersine girerek farkındalık oluşturuyor. Rektörlükte 6’ncı yılını yaşayan Prof.Dr.Çakmak, bu sayede hem bildiklerini bölümündeki öğrencilere aktarma şansını buluyor, hem de öğrencilerinin ne tür sıkıntıları olduğunu birinci elden öğreniyor, böylelikle öğrenciye ulaşılabilir bir yönetim anlayışı içerisinde olduklarını gösteriyor.
***
‘’Öğrenciler karşılarında aynı zamanda ders verenin rektör olduğunu bildikleri için tepkileri ne oluyor?’’ diye sordum Prof.Dr.Çakmak’a. ‘’Bir kere son derece mutlu olduklarını görüyorum. Onlar ne kadar mutlu oluyorsa ben de o kadar mutluyum’’ diyen ETÜ rektörü, şunları söyledi: Herşeyden önce bizler akademisyeniz. İşimiz eğitim, öğretim. Uzak kalmamak lazım. Rektörlük gelip geçici. Yarın yeninden o tahtanın başına, o öğrencinin karşısına çıkmak da var. Ders ücreti filan, onca yoğunluğun arasında düşünülecek şey değil. Yeni değil, 20 yıldır severek yaptığım iş bu. Çoğu kez sırf derslere gireyim diye diğer işlerimi öteliyorum. Öğrenci merkezli Üniversite olduğumuz için derslere girmem çok da faydalı oluyor.
--
Hem salon adamıdır
hem tarım adamı!
Bilenler bilir. ‘’Salon adamı’’ deyimi tam da onu anlatan bir tanımdır. Florida mezunu RAMADA Oteli’nin genel Müdürü Altuğ Kargı’yı ilk kez tanıyanlar, konuşanlar, onun aynı zamanda iyi bir çiftçi olduğunu tahmin bile etmez. 30 yılı aşkın otel yöneticiliği ile sektörde tanınırlılığı olan, Erzurum’da uzun süre Sway ve Dedeman Otel’de, bugün RAMADA Otel’de Genel Müdürlük yapan Altuğ Kargı, özellikle yaz aylarında izine çıktığı zamanlarda gününün büyük bölümünü köyündeki arazisinde ziraatçılık yaparak geçiriyor. Merzifon’un sınırında yeralan Sarıköy ile Alıcık köylerinde yaklaşık 850 dönüm arazide tarım yapan Kargı, haşhaş, buğday, arpa, yağlık ayçiçeği, pancar ve kuru soğan yetiştiriciliği yaparak hem yeni deneyimler kazanıyor hem de boş zamanlarını değerlendiriyor. Bir çiftçi gibi ekin ekiyor, yeri geldi de mi o ekinleri tırpanı alıp biçiyor. Traktör kullandığı gibi çapa yapıyor, çift sürüyor. ’’ Topraktan geldik toprağa döneceğiz. Toprağı sevmeliyiz’’ diyen genel müdür, tarımla uğraşmanın kendisine terapi gibi geldiğini de belirterek, iş yükü fazla olan herkese de fırsatı bulup böyle bir uğraşın içerisinde olmasını öğütlüyor.
--
Eğitimci Şevket hoca dedi ki:
Göçün sebebi kadınlar!
Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası’nda uzun yıllar meclis üyeliği ve komite başkanlığı yapan Şevket Demir, ilginç görüş ve düşünceleri olan renkli bir işinsanıdır. Kardeşi Settar Demir ile birlikte 40 yıla yakındır bölgenin kırtasiye sektöründe yeralan Şevket Demir, katıldığı her toplantıda, bulunduğu her sohbet ortamında kitabın ortasından konuşması, ilginç tanımlamaları ve dile getirdiği absürt düşünceleri ile dikkat çeken ticaret erbabıdır. Meşhur Güldür Güldür’ün eşorfmanlı Şevket hocasına da benzettiğim bir tiptir aynı zamanda. Her bir cümlesi kalabalık ortamlarda farkındalık oluşturan öğretmen emeklisi eğitimci Şevket Demir, Erzurum’un sorunlarına ve çözüm önerilerine de duyarlıdır da. İlin en büyük sorunlarından biri olan göç konusuna değinen Demir, ‘’Erzurum’da göçün sebebi köy kadınları. Onları artık inek sağdırmaktan bıktırdık. Konforlu ortam istiyorlar ve bunda da çok haklılar. Bu şehrin kalkınması kesinlikle köylü kadınları mutlu etmekten geçer. Köylünün refahı demek, önce kadınların mutlu olması anlamını taşır. Kadını o köye tutmamız için ne gerekiyorsa yapmalıyız. Ama bunu yaparken de ona arzu edilen refahı ayağına götürmeliyiz’’ dedi. Sanatçı Yılmaz Erdoğan da geçtiğimiz günler, ‘’Türkiye’de kadın mutlu değilse kimse mutlu değildir’’ demişti ve tepki de toplamıştı ama Şevket demir ile paralel düşüncelere sahip olduğu da bir gerçek. Şevket hoca bir şey diyorsa mutlaka bildiği vardır diyorum ve bu benim son kararımdır!
--
Tarih kokladı, turizm konuştular!
Erzurum’da ki turizm işletmecileri ve acenta sahipleri, TÜRSAB’ın öncülüğünde Kültür ve Turizm İl Müdürü Ahmet Yer ile tarihi Erzurum kalesinde biraraya geldi, tanıştı, sorunlarını anlattılar. TÜRSAB Kuzeydoğu Anadolu Bölge Başkanı Nuh Şenol, sadece kıi değil yaz turizminde de önemli konuma sahip Erzurum’un turizm anlamında atağa kalkması gerektiğini belirterek, İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Yer’den yardım ve destek beklediklerini söyledi. Gerek uçak bilet fiyatlarının yüksekliği, sefer sayılarının azlığı, gerekse Doğu Ekspres treninin mola süresi ile ilgili beklentilerini anlatan Şenol, fırsatların kaçmasından yakındı. İl Müdürü Yer de, ilk defa tanıştığı acenta sahipleri ve TÜRSAB yöneticilerinin yakındıkları sorunların çözümü için elinden geleni yapacağı sözünü verdi, şehrin kalkınmasının turizmle gerçekleşeceği görüşünü savundu.
--
TUTTUĞUM BABA SÖZER : Fırtınada yanınızda olana değer verin. Çünkü güneşli günlerde plajlar dolup taşar!(Morgan Freeman)
DUVARIN DİLİ: Garson, kapıyı getir, dışarı çıkacam!