Püsküllü bela!
Açılışa hazır hale gelen ama bir türlü o açılışı gerçekleşmeyen Erzurum Müzesi’nin başı yanındaki bir bina yüzünden dertte. Kentsel dönüşüme giren ama mahkemelik olunduğu ve henüz bir karar çıkmadığı için yıkımı yılan hikayesine dönen 6 katlı apartman, müze için adeta ‘püsküllü bela’ halini aldı. Görüntü kirliliğine yolaçan binanın ne zaman yıkılacağı merak konusu haline gelirken, bizleri 7 asır öncesine götürecek materyalların da içinde yeraldığı görkemli müzenin açılışı da ‘yalan’ oldu. Kültür ve Turizm İl Müdürü Cemal Almaz da Millet Bahçesindeki 11 bin metrekare alana sahip 2 katlı devasa müzeyi görmeye gelenlerin beğendiğini ama finalde kesin, ‘’Bu binanın burada ne işi var?’’ dediğinden yakındı. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın da müdahil olduğu binanın bir an önce yıkımını beklediklerini söyleyen Almaz, bugün yaşanan olumsuzluklardan dolayı Yakutiye Belediyesi eski başkanı Ali Korkut’a sitem etti.
Yıkımı gerçekleşmeyen o bina yüzünden müze açılamıyor..
---
Üneş’den zeytin deparı!
Ayvalık’da 80 dönümlük alanda üretim planlıyor
Bir dönem Erzurumspor’da kulüp başkanlığı görevinde bulunan, temsil yeteneğine hayran kaldığım, İstanbul’da ikamet eden işinsanlarımızdan Hüseyin Üneş, tanıyanlarının pek şaşıracağı bir sektöre yelken açmışa benziyor. Zeytinin anavatanlarından olan Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde kendilerine ait 80 dönümlük bir zeytinlik alanda babası Servet Üneş işe zeytin yetiştiriciliğine soyunan Üneş, yetiştirdiği bu zeytinleri yağ haline getirip ticaret hayatına atılıyor gibi. Evinin bahçesinde de farklı meyve ağaçları bulunan ve gününün büyük bir bölümünü bahçe işleriyle de geçirdiğini bildiğim ve ‘’geleceğin sektörü toprak’’ diyen, tarımın ölmez, itmez bir alan olduğuna inanan Hüseyin Üneş, küçük çaplı yol aldığı zeytinyağı üretimi ile biraz da yabancısı olduğu farklı bir sektöre ilk adımını atmışa benziyor. Bana da şık ambalajı ile bir şişe gönderme nezaketini gösteren sevgili başkana, ailecek tattığımız yağının tutacağına olan inancımın tam olduğunu belirtmişken, çekinecek bir şey olmadığını da söylemeden edemedim. Şu an için hobi olarak yetiştirip ürettikleri ürettikleri ve biraz da ticareti için nabız yokladığını anladığım zeytinyağı sayesinde şimdiden sektörün önde gelen isimlerinden birisi olacağına kanaatim sonsuzdur ve bu benim son kararımdır!
---
Açılın Sude geliyor!
Avrupa’da 1 numara olduğumuz seslendirmede bir sanatçımız yolda..
Dublaj, diğer adıyla seslendirme sanatçılığına öteden beri ilgi duymuşumdur. Çetin Tekindor, Ferdi Merter, Alev Sezer, Savaş Yurttaş, İstemi Betil, Elçin Şanal, Mümtaz Sevinç gibi, isimlerini saymakla bitiremeyeceğim çoğu tiyatro alt yapıları olan dublaj sanatçılarımızın bu alanda Avrupa ile yarıştığını, şampiyonluğu elinde bulundurduğunu da bilirim. Özellikle yabancı filmlerde ve de animasyonlarda karakterlere ses veren dublaj sanatçıları, benim gözümde hep ayrı yerde olmuştur. Bilirim ki, o karakterler ne kadar seviliyorsa o biraz da seslendiren, ona ses veren perde arkasındaki o gerçek sanatçılar sayesindedir. Onlar da milyonların sevgilileri olan o karakterler ile birlikte oynar, duyguyu yaşatmaya azami ölçüde gayret sarfederler. Hep de o mübarek mikrofonu ve kulaklıkları o sanatçılara çok yakıştırmışımdır. Her ne kadar 1983’de 6 aylık da olsa kısa bir DT maceram olmasına rağmen hep hayalini kurduğum o dalda mesai yapmak nasip olmasa da bugün olmuş halen daha ilgim, alabildiğine devam etmektedir. Görünmekten ziyade sesim ile o sektörde olmak hayalim artık hayalden öteye geçmese dahi yapan, edenleri hayranlıkla izler dururum.
***
TRT Erzurum Radyosu’nun kıymetli spikerlerinden hemşehrim, sevgili arkadaşım Yıldıray Yıldız’ın kızı tam da benim hayalini kurduğum o mesleğe adım atmış bile, öğrendim, inanılmaz mutlu oldum. Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Yeni Medya ve İletişim Bölümü 4’ncü sınıf öğrencisi Sude Yıldız, yapımcılığının yanısıra seslendirme sanatçılığı yolunda bayağı bir yol katetmişe benziyor. Zorunlu staj döneminde okuduğu ilin yerel radyosu Venüs Radyo’da işe koyulan Sude, cesaretini de toplayıp büyük bir özgüvenle çoğu animasyonda seslendirme yaparak bu işin adamı olduğunu göstermiş gibi duruyor. Seslendirmelerini dinledim, inanılmaz keyif duydum ve adeta yılların sanatçılarına taş çıkartıyor. Son 1 yıldır gelen olumlu yorumlar sonrasında dublaja ağırlık veren Sude Yıldız, daha okulunu bitirmeden bir çok farklı platformda da proğram hazırlamış kendine. Pek yakında bu sinemalarda Sude’yi görmeyi, ama bir an önce görmeyi umuyor ve istiyorum. Bu süper zorlu ama bir o kadar da özgün alanda kızımıza hem şans hem de başarı dilerken, babası Yıldıray Yıldız’ı da manevi desteğinden ötürü hem alkışlıyor hem de kutluyorum!
---
Buyurun Pasin köftesine !
Et ve Süt Kurumu yeni bir ürün için kolları sıvadı..
Hepimizin malumu olduğu üzere, 1953 yılında hizmete giren Erzurum Kombinası, et ürünlerini ve şarküteri ürünlerini toptan ve perakende olarak kaliteli ve ekonomik bir şekilde tüketicilere ulaştırıyor. Kendi modern tesislerinde ürettiği, Osmanlı saray mutfağına kadar uzanan bir tarihi geçmişi bulunan Osmanlı sucuğunu satışa sunan ve bu konuda dikkatleri üzerine çeken Erzurum Kombinası, sucukta aranan marka olmaya devam ededursun, köfte imalatına geçiş yaptı, bu konuda da adından söz ettireceğe benziyor. Çok büyük bir bölümü koyun etinden oluşan köfte üretimine başlayan Erzurum Kombinası, dondurulmuş halde şarküterine koyduğu köfteye isim de buldu. Pasin köftesi! Son günlerde sadece büyükbaş değil, küçükbaş hayvanların da et ürünlerini satışa hazırlandıklarını söyleyen Kombina Müdürü İsmail Atasever, farklı baharatların da kullanıldığı ve tadanların bir hayli beğendiklerini gözlemledikleri Pasin köftesinin marka tescili başvuruda bulunduklarını belirtti.
---
Taş yerinde ağırdır!
Sevda Cihat çifti, yıllarca haberde kullandıkları kameralarını İletişim Fakültesine bağışladı..
Bilenler bilir. Erzurum ve yöresinde Sevda Güneş ile Cihat İncesu çifti, gazetecilik alanında marka isimlerdir. Özellikle Show Tv ve NTV’de geceli-gündüzlü yaptıkları görüntülü haberler ile çoğu zaman gündemi belirleyen, haber uğruna hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan arkadaşlarımızın elbette ki bu sektörde emekleri çoktur, imzaları bayağı büyüktür. Bugün siz PUSULA Gazetesi için tecrübelerini konuşturan ve emek veren Sevda Güneş ile Cihat İncesu’nun doğal olarak sahadayken biriktirdiği, bir çok acı, tatlı anıları da mevcuttur. Kuşkusuz sadece dinlemelere doyamadığımız anıları yok, geride bıraktıkları o zamanlara ait kamera ve materyalları da vardır. O günün teknolojik şartlarına uygun olarak satın aldıkları ya da kendilerinin tahsis edilen, bugün taşınmaları artık daha da zorlu hale gelen kamera ve malzemeleri, bugün birer antikadan farksızdır. Bundan böyle daha kullanılması mümkün olmayan o kameralar ve diğer materyallar depolarda, çekmecelerde değil, ancak bir müzede anlam bulurdu, onlar da öyle düşündüler. Turşularını kuracak değillerdi. Çiftler, her birisinin de ayrı hikayeleri olan malzemelerini hiçbir ücret talep etmeden en doğru yere, İletişim Fakültesi’ne bağışladılar. Dile kolay, en az 20 yıl etle tırnak gibi oldukları kameralarını, kaset okuyucularını, ara geçiş kablolarını ve diğer aparatlarını İletişim Fakültesi’ne bağışlayan Sevda ve Cihat çiftini bu anlamlı hediyelerinden ötürü yürekten alkışlıyorum…
---
Kampüs ona emanet!
Atatürk Üniversitesi yerleşkesinin bakım ve temizliğinden sorumlu Çevre Düzenleme Müdürlüğü’ne Yavuz Totik getirildi. Daha önce Güvenlik Şube Müdür Yardımcılığı görevinde bulunan Yavuz Totik, bu göreve eski Müdür Süreyya Toraman’ın emekli olması sonrası getirildi. Türkiye’nin yerleşke alanı en büyük üniversitelerinden olan Atatürk Üniversitesi’nin çevre düzenlemesini 91 kişiden oluşan ekip ile yürütecek olan Totik, talep üzerine gelen 40 bin dönüm alanın sorumluluğundan kaçmadı.
---
TUTTUĞUM BABA SÖZLER :
Eğer insanları yargılarsan, onları sevecek vaktin kalmaz! (Teresa)
DUVARIN DİLİ :
Kapıyı göstereceğimiz yerde, anlayış gösterdik, ondan böyle oldu!