Manolya BULUT-PUSULA
Kurdaki dalgalanmalar ilaç tedariğinde sıkıntıya yol açarken, özellikle akıllı ilaçlar, biyoteknolojik ilaçlar ve kanser tedavisinde kullanılan ilaçların firmaları, fiyatlama nedeniyle Türkiye pazarına girmek istemiyor. Bunun yanı sıra yerli ilaçlarda da tedarik sorunu kapıda.
Erzurum, Erzincan, Ağrı, Kars, Bayburt, Ardahan ve Iğdır'a hizmet veren 13. Bölge Erzurum Eczacı Odası Başkanı Abdullah Caner Güven, ilaçlamada fiyatlama sisteminin yenilenmesini talep ettiklerini söyledi. Güven, “Telefonuma her gün eczacılardan, hastalardan, hasta yakınlarından ilaç bulunamadığına dair mesajlar geliyor, aramalar oluyor. İlaç tedariğinde problem var. Bunun birçok sebebi var. Uzun süredir biz, ilaçların fiyatlama sisteminde bir sorun olduğunu söylüyorduk. Bu, 'eczacılar zam istiyor' diye algılanıyordu. Halbuki biz zam istemiyoruz, ilaçlamada fiyatlama sisteminin yenilenmesini talep ediyorduk” dedi.
Yabancı firmalar Türkiye pazarından çekiliyor
Temmuz ayında ilaç fiyatlarının güncellendiğini söyleyen 13. Bölge Erzurum Eczacı Odası Başkanı Güven, “Euro'yu devlet, 14 lira kabul etti. Şu an Euro'nun kaç lira olduğu malum. Bunun üstüne bir de firmalar 'kamu kurum iskontosu' denilen iskonto yapıyor. Firmaların ayak dirediğini zaten biliyorduk. Bazıları piyasada yok bazıları da devlete vermesi gereken iskontoyu vermiyor. Bunları da 'ya hastadan alın ya siz ödeyin ya da biz size sonra geri öderiz' şeklinde akla hayale, kanuna sığmayan işler yapıyorlar. Fiyat politikaları sebebiyle bazı yabancı firmalar ilaçlarını Türkiye piyasasından geri çekiyor. Birçok ilacın maalesef Türkiye pazarından yavaş yavaş çekildiğini, bazılarının da Türkiye pazarına girmek istemediğini biliyoruz. Özellikle akıllı ilaçlar, biyoteknolojik ilaçlar, sıklıkla kanser tedavisinde kullanılan ilaçlar; fiyatlama nedeniyle firmalar, Türkiye pazarına girmek istemiyor” diye konuştu.
Temmuz ayında 1400 ilaç yoktu
Yüzlerce ilacın tedariğinde sorun yaşandığını dile getiren Güven, “Temmuz ayında 1400 civarı ilaç ya yoktu ya da kritik stok seviyesine yaklaşmıştı. Şu an yüzlerce ilacın tedariğinde sorun yaşanıyor. İlaç fiyat kararnamesi miadını doldurmuş. Sektörün bütün bileşenleri; imalatçı, depo, eczacı, gerekirse hastaneler de dahil edilerek yeniden ele alınıp şekillendirilmesi lazım. Burada sorun depodan istemek değil, zaten depoda yok. Sıkıntı daha çok ithal ilaçlarda yaşanıyor” dedi.
Girdi maliyetleri arttı
Türkiye’nin çok büyük bir ilaç üreticisi ve ihracatçısı olduğunu belirten Güven, “İlacın hammaddesi, işçilik maliyetleri gibi birçok süreci var. En büyük kriz ithal ilaçta ama yerli ilaçta da biz yakın zamanda daha ciddi bir kriz bekliyoruz. Girdi maliyetleri, ilaç fiyat kararnamesi, kamu kurum iskontosu, küresel bazda bir hammadde tedarik sıkıntısı var. Girdi maliyetleri arttı, işçilik maliyetleri arttı. Asgari ücrete zam geldi, elektrik ve su fiyatları arttı, vergiler arttı. Bunlarda ciddi sorun” şeklinde konuştu.
İlaç basit bir ticari meta değil
İlaç konusunda vatandaşla karşı karşıya geldiklerini ama zam beklentileri olmadığını ifade eden Güven, “Çünkü ilaç fiyat kararnamesinde eczacının karları, ilacın fiyatına göre belirlenir. Fiyat geçişlerinde ciddi bir ilaç tedarik krizi yaşıyoruz. Zamdan önceki 15 gün ilacı tedarik etmekte güçlük çektik. Çünkü depoda da ilaç az. Depolarda bu işten para kazanamaz hale geldi. Enteresan bir denklemin içindeyiz. İlaç basit bir ticari meta değil, hastalık tedavisi için kullanıyoruz. Evet devletin maliyetini koruma içgüdüsü vardır, olmalıdır ama ilaç stratejik bir üründür. Buna göre hareket edilmesi lazım. İlaç fiyat kararnamesinin günün gerçekliklerine göre revize edilmesi ya da yeni baştan tasarlanması gerekiyor” dedi.