Günümüzün çocukları bizim çocukluğumuzu bilmezler, bizim yaşadıklarımızı da anlayamazlar.
Çünkü onlar, teknolojinin muhteşem icatlarıyla oynuyor, televizyon ve bilgisayarlarla büyüyorlar.
Bilişim dünyasının içerisinde dünyayı tanıyorlar.
Oyuncaklarının çoğu hayal dünyasının kahramanları…
Ellerindeki silahlarla kötülerin tamamını öldürüyor, sözüm ona dünyayı kurtarıyorlar. Dünyayı kurtarmışken niye sahibi olmayalım fikri de zihinlerinin bir köşesinde yer ediyor. Şiddet fışkıran televizyon dizilerinden ve çizgi filmlerden öğrenecekleri başka şey de yok zaten…
Onların kahramanları olağanüstü güçlere sahip sıra dışı insanlar; birçok şeyi bilen, olayların üstesinden kolayca gelen üstün zekâlı hayvanlar ya da özel yaratılmış varlıklar…
Ya da nasıl kazandıkları ve ne iş yaptıkları belli olmayan, Holdinglerde yaşayan, üstün yetenekli insanları idol belliyorlar...
Çocuklarımız bunlarla büyüyor, bütün dünyaları bu…
*
Büyüklerin yaşamı çocuklardan farklı değil, sadece oyuncakları değişik.
Giydikleri elbiseden tutunuz da, günlük yaşamda kullanılan bir çok araç gereç hep yabancı markalı ya da yabancı bir isim marka olarak kullanılmış.
Anadolu’daki bir il düşününüz, tekstil alanında hayli iddialı ve bir giyim markası yaratmak istiyor ancak Türkçe yerine yabancı bir ismi tercih ediyor.
Yabancı isimli iş yerlerine ve markalara her ne hikmetse rağbet gün geçtikçe artıyor.
Dilimize yerleşen ve hemen herkesin kullandığı,bir çoğunun da Türkçe olarak bilindiği işyeri isimlerini tamamen yabancılaştırma çabamız sürüyor.
Aşevlerinin yerini Lokanta almışken, şimdi Restaurantlar yaygınlaştı.
Artık buraları da terk ettik Feast Foodlara gidiyoruz.
Yine hepimizin kabullendiği Berber yerine Hair Clupları tercih ediyoruz.
Hatta kapısına bu isimli tabela asmayanları dikkate bile almıyoruz.
Mahallemizin bakkalından ekmek dahi almaz olduk.
Devasa Hipermarketler duruyorken bakkal şanımıza yakışır mı?..
Giyeceklerimizi büyük Center ve Showroomlardan almak gerekiyor.
Öyle Shoplar bile bizi kesmez.
Alışverişlerimizin büyük kısmında yabancı markalı ürünleri tercih eder hale geldik. Geleneksel alışkanlıklarımız da bu doğrultuda değişir oldu.
Yiyeceklerimizden tutunuz da içeceklerimize kadar hemen her şeyi değiştirdik.
*
Bizim çocukluğumuzda Aralık ayının ikinci haftasında yerli mallarını kullanmak amacıyla etkinlik yapılırdı.
Yerli Malları Haftası olarak belirlenen bu günlerde herkes evinden çoğu yiyecek olan çeşitli ürünleri getirir ve okulda neşe içerisinde bunlar yenirdi.
Sonraları yine bu hafta kutlanmaya devam edildi, ancak getirilen yiyeceklerin menşei değişmeye ve yabancılaşmaya başladı.
Zannediyorum ki, okullarımızda artık Yerli malı Haftası kutlanmıyor.
Kutlanacak yerli malı mı, yoksa o bilinç mi yok bilmiyorum…
*
Yabancılaşma hayatın her alanında kendini hissettiriyor.
Ürünlerimize yabancılaşıyoruz.
Emeğe, göz nuruna yabancılaşıyoruz.
Geleneklerimize yabancılaşıyoruz.
Tarihimize, dilimize yabancılaşıyoruz.
Sözün kısası kendimize yabancılaşıyoruz...
*
Bu gün sessiz sedasız başlayan ‘Tutum,Yatırım ve Yerli Malları Kullanma Haftası’ boyunca birtakım etkinlikler yapılmağa çalışılacak.
Bu haftanın bilincinde olan ve ona göre davrananlara Kutlu Olsun.
Çünkü onlar, teknolojinin muhteşem icatlarıyla oynuyor, televizyon ve bilgisayarlarla büyüyorlar.
Bilişim dünyasının içerisinde dünyayı tanıyorlar.
Oyuncaklarının çoğu hayal dünyasının kahramanları…
Ellerindeki silahlarla kötülerin tamamını öldürüyor, sözüm ona dünyayı kurtarıyorlar. Dünyayı kurtarmışken niye sahibi olmayalım fikri de zihinlerinin bir köşesinde yer ediyor. Şiddet fışkıran televizyon dizilerinden ve çizgi filmlerden öğrenecekleri başka şey de yok zaten…
Onların kahramanları olağanüstü güçlere sahip sıra dışı insanlar; birçok şeyi bilen, olayların üstesinden kolayca gelen üstün zekâlı hayvanlar ya da özel yaratılmış varlıklar…
Ya da nasıl kazandıkları ve ne iş yaptıkları belli olmayan, Holdinglerde yaşayan, üstün yetenekli insanları idol belliyorlar...
Çocuklarımız bunlarla büyüyor, bütün dünyaları bu…
*
Büyüklerin yaşamı çocuklardan farklı değil, sadece oyuncakları değişik.
Giydikleri elbiseden tutunuz da, günlük yaşamda kullanılan bir çok araç gereç hep yabancı markalı ya da yabancı bir isim marka olarak kullanılmış.
Anadolu’daki bir il düşününüz, tekstil alanında hayli iddialı ve bir giyim markası yaratmak istiyor ancak Türkçe yerine yabancı bir ismi tercih ediyor.
Yabancı isimli iş yerlerine ve markalara her ne hikmetse rağbet gün geçtikçe artıyor.
Dilimize yerleşen ve hemen herkesin kullandığı,bir çoğunun da Türkçe olarak bilindiği işyeri isimlerini tamamen yabancılaştırma çabamız sürüyor.
Aşevlerinin yerini Lokanta almışken, şimdi Restaurantlar yaygınlaştı.
Artık buraları da terk ettik Feast Foodlara gidiyoruz.
Yine hepimizin kabullendiği Berber yerine Hair Clupları tercih ediyoruz.
Hatta kapısına bu isimli tabela asmayanları dikkate bile almıyoruz.
Mahallemizin bakkalından ekmek dahi almaz olduk.
Devasa Hipermarketler duruyorken bakkal şanımıza yakışır mı?..
Giyeceklerimizi büyük Center ve Showroomlardan almak gerekiyor.
Öyle Shoplar bile bizi kesmez.
Alışverişlerimizin büyük kısmında yabancı markalı ürünleri tercih eder hale geldik. Geleneksel alışkanlıklarımız da bu doğrultuda değişir oldu.
Yiyeceklerimizden tutunuz da içeceklerimize kadar hemen her şeyi değiştirdik.
*
Bizim çocukluğumuzda Aralık ayının ikinci haftasında yerli mallarını kullanmak amacıyla etkinlik yapılırdı.
Yerli Malları Haftası olarak belirlenen bu günlerde herkes evinden çoğu yiyecek olan çeşitli ürünleri getirir ve okulda neşe içerisinde bunlar yenirdi.
Sonraları yine bu hafta kutlanmaya devam edildi, ancak getirilen yiyeceklerin menşei değişmeye ve yabancılaşmaya başladı.
Zannediyorum ki, okullarımızda artık Yerli malı Haftası kutlanmıyor.
Kutlanacak yerli malı mı, yoksa o bilinç mi yok bilmiyorum…
*
Yabancılaşma hayatın her alanında kendini hissettiriyor.
Ürünlerimize yabancılaşıyoruz.
Emeğe, göz nuruna yabancılaşıyoruz.
Geleneklerimize yabancılaşıyoruz.
Tarihimize, dilimize yabancılaşıyoruz.
Sözün kısası kendimize yabancılaşıyoruz...
*
Bu gün sessiz sedasız başlayan ‘Tutum,Yatırım ve Yerli Malları Kullanma Haftası’ boyunca birtakım etkinlikler yapılmağa çalışılacak.
Bu haftanın bilincinde olan ve ona göre davrananlara Kutlu Olsun.