Her yıl 27 Eylül gününde sütün önemi ve taşıdığı vitamin ve besinler, özellikle de çocuklara anlatılarak; süt hakkında farkındalık yaratıp, bolca süt ürünleri tüketimini artırmak amaçlanıyor.
Çocukların dengeli ve yeterli bir şekilde beslenmesi bedensel ve zihinsel gelişmelerini sağlayabilmeleri, hastalıklara karşı dirençli olmaları, eğitimlerinde ve öğrenmede gerekli başarıya ulaşabilmeleri için süt gerekli...
Süt, içindeki kalsiyumla çocukların kemik gelişimi üzerinde çok etkili olmasının yanı sıra içerdiği protein, vitamin ve enerji ile vazgeçilmez...
*
Okul çağındaki çocuklar için böylesine önemli olan süt tüketiminin toplumun bütün kesimlerine, özellikle de yaşlı kesime ve sanayi üretimine etkisi ne durumda bakalım...
Avrupa Birliği ülkelerinde ve Amerika’da süt tüketimi yaklaşık olarak 90 litre civarında...
Türkiye’de bu oran ne yazıktır ki 40 litre civarında...
Yani yarıdan da az...
Ha keza sanayi üretimine dönük alarak da 340 litreye oranla, ülkemizde 170 litre civarında...
Yani o miktarda hayli düşük...
*
Erzurum ölçeğine baktığımızda durum farklı değil...
Geçen yılın rakamlarına göre Erzurum, Türkiye süt üreminin yaklaşık %17’sini tek başına üretiyor...
Ama gelin görün ki bunun sanayi üretimine dönük tarafı % 1 bile değil...
Ürettiğimiz süt, küçük aile işletmelerinde ürüne dönüşüyor ve kaybolup gidiyor.
Süt, kaymak, peynir ve yoğurt tüketimimiz bir hayli az ya da miktarı bilinmiyor.
Üretim ve tüketimimizi bir an önce kayıt altına almamız lâzım...
Ve özellikle Erzurum’da çiğ sütteki tüketimi ve verimi artırıp, markaya dönüştürmemiz gerek...
Bugün Erzurum’da sayıları 40’ın üstünde irili-ufaklı üretim tesisi bulunmakta ve bir çoğu işleyecek süt bulamadığı için atıl durumda beklemekte...
Onları verimli hale getirdiğimiz takdirde niye Erzurum’da küçük bir Hollanda oluşturmayalım?..
*
İşte bunu içindir ki Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mehmet Sekmen, sütteki kalite ve verimi artırmak için ilk adımı attı bile...
Birçok yöreye Soğuk Süt Zinciri kurup, mandıralara destek oldu..
*
Gerçi dünya ortalamasının da bir hayli gerisindeyiz.
Duyarsız davrandığımız, süt üretimini-tüketimini ve sanayiye katılımını artırmadığımız takdirde daha gerilerde kalacağımız da bir gerçek...
Çocukların dengeli ve yeterli bir şekilde beslenmesi bedensel ve zihinsel gelişmelerini sağlayabilmeleri, hastalıklara karşı dirençli olmaları, eğitimlerinde ve öğrenmede gerekli başarıya ulaşabilmeleri için süt gerekli...
Süt, içindeki kalsiyumla çocukların kemik gelişimi üzerinde çok etkili olmasının yanı sıra içerdiği protein, vitamin ve enerji ile vazgeçilmez...
*
Okul çağındaki çocuklar için böylesine önemli olan süt tüketiminin toplumun bütün kesimlerine, özellikle de yaşlı kesime ve sanayi üretimine etkisi ne durumda bakalım...
Avrupa Birliği ülkelerinde ve Amerika’da süt tüketimi yaklaşık olarak 90 litre civarında...
Türkiye’de bu oran ne yazıktır ki 40 litre civarında...
Yani yarıdan da az...
Ha keza sanayi üretimine dönük alarak da 340 litreye oranla, ülkemizde 170 litre civarında...
Yani o miktarda hayli düşük...
*
Erzurum ölçeğine baktığımızda durum farklı değil...
Geçen yılın rakamlarına göre Erzurum, Türkiye süt üreminin yaklaşık %17’sini tek başına üretiyor...
Ama gelin görün ki bunun sanayi üretimine dönük tarafı % 1 bile değil...
Ürettiğimiz süt, küçük aile işletmelerinde ürüne dönüşüyor ve kaybolup gidiyor.
Süt, kaymak, peynir ve yoğurt tüketimimiz bir hayli az ya da miktarı bilinmiyor.
Üretim ve tüketimimizi bir an önce kayıt altına almamız lâzım...
Ve özellikle Erzurum’da çiğ sütteki tüketimi ve verimi artırıp, markaya dönüştürmemiz gerek...
Bugün Erzurum’da sayıları 40’ın üstünde irili-ufaklı üretim tesisi bulunmakta ve bir çoğu işleyecek süt bulamadığı için atıl durumda beklemekte...
Onları verimli hale getirdiğimiz takdirde niye Erzurum’da küçük bir Hollanda oluşturmayalım?..
*
İşte bunu içindir ki Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mehmet Sekmen, sütteki kalite ve verimi artırmak için ilk adımı attı bile...
Birçok yöreye Soğuk Süt Zinciri kurup, mandıralara destek oldu..
*
Gerçi dünya ortalamasının da bir hayli gerisindeyiz.
Duyarsız davrandığımız, süt üretimini-tüketimini ve sanayiye katılımını artırmadığımız takdirde daha gerilerde kalacağımız da bir gerçek...